Kokusunu beğendiği kadınları hedef seçen Ayri, bu cinayetlerini işlerken psikolojik bir motivasyonla hareket ediyordu.
Hamdi Ayri'nin hayatı, nispeten sakin başlayan bir çocukluk ve gençlik dönemiyle geçmişti. Ancak İzmir Çeşme'de garsonluk yaparken tanıştığı ve uzun süre ilişki yaşadığı kadının ondan ayrılması, Ayri'nin psikolojisini ciddi şekilde etkiledi. Biriktirdiği paraları ilişki süresince ve sonrasında kadına harcayan Ayri, bu olayın ardından kadınlardan nefret etmeye başladı.
2010 yılında, Ayri'nin psikolojik sıkıntıları cinayetlere dönüştü. İzmir'de üç gün içinde üç cinayet işleyerek kentte paniğe yol açtı. İlk kurbanı bir banka çalışanıydı; ikinci kurbanı ise bir üniversite öğrencisi. Üçüncü cinayetinde ise hedef transeksüel bir kadındı. Ayri, kurbanlarını başlarından vurarak değerli eşyalarını alıyor ve şehirde dehşet yaratıyordu.
Polislerin titiz çalışması sonucunda Hamdi Ayri, Bodrum'da bir otelde yakalandı. Çantasında binlerce euro, çalıntı değerli eşyalar ve kendisinden bahsedilen gazete kupürleriyle birlikte bulundu. Soğukkanlı bir şekilde suçlarını itiraf eden Ayri, mahkeme tarafından üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Hamdi Ayri'nin vahşi cinayetleri, İzmir'in hafızasında derin bir iz bıraktı ve kadınlara karşı duyduğu nefretin bir sonucu olarak hayatını kaybetmek üzere olan bir eski sevgilisi de dahil olmak üzere daha fazla kurban seçmeye hazırlanıyordu. Ancak polisin zamanında müdahalesiyle bu korkunç senaryo engellendi ve Ayri, adalet önünde hesap verdi.