“Demokrasi ve demokratik devlet kavramlarının kullanımı konusunda büyük bir eksiklik vardır. Bu kelimeler açıkça tanımlanmadıkça ve anlamları üzerinde uzlaşılmadıkça insanlar bu anlam karmaşası üzerinde yaşamaya devam edeceklerdir ve bu tartışmalar demogoji yapanların ve despotların işine yarayacaktır”    

Alexis de Tocqueville

DEMOKRASİYE DAİR

Fransız siyaset bilimci Alexis de Tocquevilleyukarda yer alan sözü 1835 yılında söylemiştir. Aradan geçen süre içinde “demokrasi” kavramı hakkında Türkiye hariç Medeni Dünyada bir mutabakat sağlandığı görünmektedir.

Günümüzde demokrasi; özgürlük ve insan haklarını içinde barındıran yüksek bir kavram olarak algılanmaktadır.

Demokrasinin olmazsa olmazı olan özgürlük kavramı bizi düşünme ve eylem özgürlüğüne götürür ki, bunun da en önemli unsuru eleştiri hakkıdır.

Eleştiri ve buna bağlı olarak muhalefet etme hakkı sınırlandırıldığında, rejim kolayca otoriter bir yapıya dönüşür.  

Böyle bir durumda demokrasi sadece çoğunluğun iktidarı haline gelir.

Demokrasiyi sadece çoğunluğun yönetimi olarak algılamak, tıpkı insanı iskeletten ibaret bir yaratık şeklinde tarif etmeye benzer.

 Demokrasi çoğunluğun yönettiği, ancak azınlığın korunduğu ve iktidara gelmesi için yasal haklarının bulunduğu bir rejimdir.

Bu hakların içinde halkın katıldığı sokak gösterileri de vardır.

Seçimle iktidara gelen hükümetin icraatlarını bütün vatandaşların iyiliği yönünde yapması gerekir. Hizmeti ise halk denetler.

Hizmetten memnun olmayanların bunu ifade etmeleri gerekir. Sokağa çıkmakta bunu ifade etmenin bir şeklidir.

 Hem de demokratik bir şeklidir.

Bunu kabul etmeyenler ise hala demokrasinin anlamını idrak edemeyenlerdir.

Belirli bir yüzde oranıyla başa geldikten sonra kendilerine oy verenleri cumhur, diğerlerine de onlar kim diyenlerin demokrasiden bahsetmeleri abesle iştigaldir.

Demokratım demenin bir manası olmalıdır.

Demokrasilerde iktidar da muhalefet de halkla yapılır. Halkın olmadığı bir demokrasi düşünülemez. Hiçbir kurum ya da kişi halktan önemli değildir.

İktidarın yüceltildiği, kutsandığı, muhalefetin yok varsayıldığı bir rejim meşru olamaz. Adına demokrasi denemez.

Her Yönetim eninde sonunda bir muhalefetle karşılaşır. Demokrasilerde muhalefetin sürekli olması, muhalefetin yumuşak seyretmesini sağlar ki, bu da rejimin sigortasıdır.

İktidarlar bu sigortayı özenle korumalıdırlar.

Atarsa, alimallah ilk çarpılan kendileri olur.