Varlığıyla Balgat'ı MHP Genel Merkezini ve Devlet Beyi onurlandıran değerli büyüğümüz buyurmuşlar "değişim isteyenler onursuzdur"

Şefkat ağabey "Onur" kelimesinin anlamını çok iyi bilir...

10 yıl önce Teşkilat Başkanı olduğu MHP'nin baraj altında kalması üzerine onurlu bir şekilde bu görevini ve tüm siyasi kimliğini kariyerini bir kenara bırakarak siyaset arenasından çekilmiştir.

Bu yenilginin baş mimarı, sayın Dr. Devlet Bahçeli de 3 Kasım gecesi kongre toplayacağını açıklamış, "aday olacakmısınız?" sorusunu yönelten gazeteci kızımızı "bu sözleri söyleyen biri aday olur mu efendim" diye paylamıştır.

O sözleri söyleyen aday da olmuştur yeniden Genel Başkanda olmuştur...

Zaten biz Sn Bahçeliye Genel Başkan olamazsınız demedik liderde olamazsınız siyaseten başarılı da olamazsınız dedik...

Şefkat Çetin'in yeniden partide görev alması elbette kendi tasarrufudur ve MHP Büyük Kurultayı bunun onay mercii olacaktır.

Yalnız değişim taleplerini "onursuzluk" diye nitelemek hele ülkücülerden gelen bu talebi bir zamanlar Ocak genel Başkanlığı yapmış biri tarafından bu şekilde dillendirmek hoş olmamıştır.

Değişmeyen tek şey değişimdir sosyal bilimlerin altın kuralı, Necip Fazıl'ın dediği gibi "her şey akar, su, insan, tarih ve fikir"

On yılda çok sular akmış, çok fikirler değişmiş olsa gerek ki kendisi Partiye dönmüştür.

 

*************************

 

Gelelim değişim konusuna, değişim Genel Merkezin bu güne kadar her konuya yaklaşımında olduğu gibi sığ bir şekilde değerlendirilebilecek bir konu değildir.

Değişim Devlet Bey gitsin, yerine Koray Bey gelsin demek hiç değildir.

Bunu soğuk savaş döneminden kalma politikalarla Particilik yapmaya çalışan Genel Merkez yöneticilerinin anlamalarını beklemiyorum, anlasalar her biri birbirinden kıymetli Ülkücü bürokratların, Ülkücü kanaat önderlerinin verdikleri raporlar tozlu raflarda beklemezdi.Yazının bundan sonraki kısmını okumasalar da olur... Yazımızın hedef kitlesi Ülkücülerdir.  

Değişim tamamen bir zihniyet değişimi olmalıdır, algı komple değişmelidir, Ülkücüyüm diyen çok ama ülkümüz nedir sorusunun cevabını bilen yok paradoksundan bir an önce kurtulma mücadelesinin adı olmalıdır değişim.

Ülküsüz ülkücülük olabilir mi? el cevap olamaz peki nedir ülkümüz cevap: tısssss (şimdi bu satırların yazarına ülkümüzü bilmiyor öğretelim geyiği de yaparlar)

30 yıl önce yazılmış olan 9 Işık vahimidir? Temel ilkeleri bir kenara bırakalım, altının yeniden doldurulması günün şartlarına göre yeni bir ideolojik örgü kurulması lazım değilmidir.

Değişim, Ülkücülüğün içi boş bir kavram olmaktan çıkarılıp Türk Milletine yol haritası haline gelmesini sağlamaktır.

Değişim, devşirme kadroları adresine iade edip 40 yıllık birikime sahip çıkmaktır...

Değişim 12 Eylulden önce yaklaşık dokuz yuz şubesi olan Ülkücü İşçilerin, bu günkü kafa yapısıyla iktidar olunan dönemde bile neden tabela  derneginden öteye gidemediğini, Ülkü Ocaklarının neden adeta kapanmaya terkedildiğini sorgulamaktır.

Değişim, çok sesliliktir, aynı hedefe vuran milyonlarca bilek, aynı amaç için farklı düşünen milyonlarca beynin tek yürek olmasıdır.

Değişim, ülkücüyüm diyen herkesin üyeliğinin önünü açmak, parti içi demokrasi, demokratik aday belirleme sürecidir. Teba değil dava arkadaşı, maraba değil üülküdaşı görmektir.

Değişim, Türk'ün mutluluğunu dirliğini düzenini arzu etmektir.

Değişim, sivilleşmedir, kadın haklarıdır, insan haklarıdır, Değişim Ülkücülerin bu gün Anayasa taslağı hazırlayamayan yönetimden kurtulup, Anayasa yapacak iktidarının önünün açılmasıdır.

Değişim Ülküde, ülkede birliğin, ülkücülerin kardeşliğinin önünün açılmasıdır.

Değişim isyandır, zalimlere, firavunlara isyan Allah'a secde millete hizmettir.