Aslında insanlık terazisi
Her insanın kalbine ve aklına bağlı olan bir #TERAZİ
Büyük mahkeme'de tartılacak olan terazi
Ve
Kafamızın içinde, karşılıklı olarak duran,
İki nasihatçi
Bir tarafta melek ve bir tarafta sen.
Bu terazilerin sağını melekler doldurtmaya çalışıyor,
Solunuda, senin iradenle, imanınla, aklınla, inancın ve vicdanınla istişare edip, sonundada, galip gelen şeytan dolduruyor.
Yani, seni ömrün boyunca bir denge çubuğu yönetiyor.
Terazinin ortasındaki denge.
Hayatın her alanında, ve her anında sen terazinin iki kefesini doldurmaktasın, farkında olarak veya olmayarak.
Bir sağ kefe ağır basıyor, bir sol kefe.
Ve Günün sonunda, hangi taraf ağır ise, senin yarışın o kefeye göre bir level yukarı doğru atıyor, yani zorlaşıyor.
Güne tekrar, bomboş kefeler ile başlıyorsun.
Sen eğer, aralıksız bi kaç yıl boyunca, asgari tutarda sağ tarafı daha fazla doldurduysan,
Haliyle, sen artık daha iyi görmeye başlıyorsun.
Yani, vicdanın ve merhametin daha iyi görmeye başlıyor.
Örnek veriyorum;
Önce,
Serviste ayakta duran yaşlılara, hastalara, engellilere ve hamilelere yer veriyorsun,
Sonra,
senden az yaşlı olan, dindar görünümlü adamlara ve aynı şekilde genç bayanlara yer veriyorsun.
Sonra yolculardan birine, az bir hakaret ve haksızlık edildiğinde, ilk müdahale edenlerdensin.
Bu örnekler uzun yıllar boyunca, terazinin sağ kefesini dolduranlar içindi.
Ara sıra,
Hem sol, hem sağ kefeyi dolduranlar ise, bu ufak görünen iyilikleri bile görmezler, onlar mecburi iyilikleri görürler. Yani vicdanı çalışana kadar bekler, acı ve üzüntüyü kalbinde hissedinceye kadar.
İşte mesele bu!
Vicdanının ve merhametinin, ne kadar erken çalışması.
****
Yani sen hayatına, önce ya ufak tefek iyilik hareketleri ile başlıyorsun, yada ufak tefek kötülük hareketleri ile,
Ufak tefek hareketler zamanla yerini çok büyüklere bırakıyor.
Yani şu şekilde;
Sen eğer kötülük hareketleri ile terazini dolduruyorsan, hayatında şunlar olmakta,
Pardon karakterinde ve kaderinde şunlar oluşmakta;
Ülkene ihanet ediyorsun.
Konuyu açmaya gerek yok.
#TÜMYANLIŞLAR
***
Devam edelim,
Sen, sağ tarafındaki teraziyi, günden güne, aydan aya, merhametle, cömertlikle, vicdanla, imanla, ibadetle, sabırla aşina ediyorsan, terazideki sağ kefede, senin ferasetini, aklını, zekanı ve cesaretini hergün bir tık yukarı taşıyor
Yani senin vicdanın artık, git gide büyüyor.
Sen artık,
Bırak ufak tefek iyilik yapmayı,
herhangi bir yerde gördüğün, silahlı olsun, bıçaklı olsun, sopalı olsun kavgayı ayırmak için, seve seve balıklama dalacak kadar, otokontrole bağlanıyorsun.
Senden yardım isteyen çaresiz ve mazlum insanlara karşı, ölümüne ve severek yardım ediyorsun.
Ve artık kontrol sende değildir, terazilerindedir.
Yani sadece kalbinde.
****
İşte bu güzel vasıfları;
terazisinin sol tarafını doldurmuş olan insanlar, garipser, eleştirir, hor ve hakir görür.
Sonrada sana saf muamelesi yapar.
Çünkü onlara göre akıllı insan, diktatör ve nobran olmalı, agresif ve sinirli olmalı, kavgacı olmalı.
Ödünç birşey vermemeli, cömertlik yapmamalı, yolda kalanı arabasına almamalı, kavgaları ayırmamalı, yoksul ve garibanın evini dolaşmamalı, yetimi sevindirmemeli, çevresindeki insanların arasını düzeltmek için kendini yormamalı....
İşte bunları tanıdınız.
Karar sizin.
Vicdan sizin.
Vesselâm
Bekir Erdoğan