Çektiği fotoğraflarla ulusal ve uluslararası platformlarda hem kendi adından hem de Van’dan sıkça söz ettiren Anadolu Ajansı Van Bölge Müdürlüğü foto muhabiri Özkan Bilgin, kendisinin foto muhabiri olarak anılmasını sağlayan süreci WanHaber ile paylaştı.
İlk olarak, 2011 yılında yaşanan Van depreminde yaptığı çekimlerle adını ulusal anlamda duyuran Bilgin, gün geçtikçe daha fazla tanınan ve yaptığı çekimlerle sık sık gündeme gelen bir isim oldu.
“O” FOTOĞRAF HAYATININ DÖNÜM NOKTASI OLDU
Foto muhabirliğe ne zaman ve nasıl başladığını anlatan Özkan Bilgin, “Anadolu Ajansı'na (AA) 2009'da Van'ın Gürpınar ilçesinde serbest haberci olarak başladım. Gazeteciliğe adım atar atmaz sevmiştim ve benimsemiştim. Bu yüzden artık nereye gitsem fotoğraf makinem ya yanımda ya da aracımda duruyordu. Bir yandan da asıl işim olan elektronik eşya tamiri mesleğini icra ettiriyordum.” sözlerinin ardından 2011 yılında yaşanan Van depreminin hayatında bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Bilgin o günü şu sözlerle anlattı, “Kentte 23 Ekim 2011'de yaşanan 7.2'lik deprem aslında hayatımın dönüm noktası oldu. Deprem günü omuzumda yine makinamı yanıma alarak, ilçeden kent merkezindeki AA Van Bölge Müdürlüğü büromuzu ziyarete gitmiştim. Büroda arkadaşlarla sohbet ederken yedinci kattaki binamızda depreme yakalandık. Arkadaşlarla korunmak için hemen masaların altına girdik. O anki refleksle hemen elimdeki makinayı masanın altında dışarı çıkarıp, kayda başladım. Deprem anını, daha sonrasında binadan kaçış anımızı, dışarı çıktıktan sonraki şehri kaplayan toz bulutunu ve yıkılan birçok yeri görüntülemiştim. Aileme ulaşıp, iyi olduklarını öğrenmemin ardından deprem ile ilgili gelişmeleri takip etmeye başladım. Bu depremden bir müddet sonra 9 Kasım 2011'de de yine yıkıma neden olan 5,6'lık ikinci depremi yaşadık. Tüm bu anları görüntüleyip, kamuoyu ile paylaştık. Görseller yurt içi ve yurt dışı basınında yer buldu. Ama depremler hem bizde hem şehrimizde kalıcı birçok acı ve iz bırakmıştı. Toplamda 644 vatandaşımız hayatını kaybetti, 2 bin 200'den fazla ev ve iş yeri yıkıldı. Halen o günleri her hatırlayışımızda acılarımız tazeleniyor.” dedi.
İLK ÖDÜLÜNÜ DÖNEMİN CUMHURBAŞKANINDAN ALDI
Bilgin, “Daha sonra devletimizin de desteği ile bir toparlanma sürecine girdik. Ben de deprem anında çektiğim görüntüleri Türkiye Haber Kameramanları Derneği'nin düzenlediği yarışmaya gönderdim. Görüntü, ZOOM 2011 Uluslararası yılın en iyi haber görüntüsü ödülüne layık görüldü ve sonrasında yapılan törende ödülümü de dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elinden aldım. İşte bu ödül hayatımın aslında dönüm noktası oldu. Mesleği daha çok sevip, aşkla yapmaya başladım. O günden beri meslek hayatımda fotoğraf ve görüntü dallarında birçok ödül aldım.” ifadelerini kullandı.
Bugün profesyonel bir foto muhabiri olarak hayatını sürdüren Özkan Bilgin, fotoğrafçılık ve foto muhabirliğini birbirinden ayıran ve benzeştiren etkenlere değindi.
“ÇEKTİĞİMİZ FOTOĞRAFLAR BELGE NİTELİĞİNDE”
Bilgin, “Bence fotoğrafçılık daha çok keyfi olarak ya da belirli bir gelir elde etmek amacıyla yapılan bir iş ama foto muhabirliği öyle değil! Foto muhabirinin çektiği fotoğrafın bir haber konusu olması gerek. Bu konuyu fotoğraf altına herhangi bir metin yazmasa bile az çok aktarması gerek. Genel anlamda baktığınızda bir foto muhabirinin çektiği fotoğraf belge niteliği taşır. Çünkü bir ana şahitlik edip, onu kayıt altına almışsınızdır. Bu görseller bazen bir veya birçok canlının, bazen insanların hatta bazen ülkelerin kaderini etkileyecek kadar hassas ve önemli olabiliyor.” ifadelerini kullandı.
ÇEKTİĞİ FOTOĞRAFIN HİKAYESİNİ ANLATTI
Bugüne kadar çektiği fotoğraflarla birçok ödül alan Bilgin, ödül alan fotoğrafları arasında kendisi için en çok anlam ifade eden fotoğrafının hikayesini anlattı.
Vanlı Foto Muhabiri Özkan Bilgin, “Mesleğim dolayısıyla bazen çok zor koşullarda, zor coğrafyada görev yapabiliyorum. 2019'un ramazanında Irak sınırında görev yapan askerlerimizin operasyon faaliyetlerini ve iftar programını takip etmek için Hakkari'nin Derecik ilçesindeki 1. Hudut Tugay Komutanlığı'na gittim. Beni buradan helikopter ile sınırın sıfır noktasında bıraktılar. Asker, devasa bir üçgen görünümlü, her tarafı uçurumla çevrili bir dağın tepesinde görev yapıyor. İkmal çoğu zaman helikopterle sağlanıyor. Gün içinde faaliyetlerden detaylar çektim ve iftar vakti yaklaştı. Bir kayanın zirvesine mat serildi, üzerine de birkaç kumanya çeşidi koyuldu. Askerler dönüşümlü olarak iftarlarını yaptı. O an çok duygulanmıştım. Bu anları fotoğraflayıp, hemen o dağın başından bilgisayarımla yayına sundum. Yayınlanmasının ardından da birçok internet sayfasının manşetinde, haber kanallarında ve ertesi gün ise gazete manşetlerindeydi. Fotoğraf, yıl sonunda da AA'nın yılın fotoğrafları yarışmasının haber kategorisinin birincisi oldu. Bu fotoğrafa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere birçok bakan ve birçok kesimden insan da oy kullandı. Verilen mücadeleyi doğru kadrajla aktararak, emeğimin bu şekilde karşılık görmesi beni çok mutlu etti.” şeklinde konuştu.
“O FOTOĞRAFA BAKTIĞIMDA AĞLADIM”
Uzun zamandır hayatı başarılı bir şekilde fotoğraflayan Özkan Bilgin, çektiği fotoğraflar arasında kendisini duygusal manada en çok zorlayan çekim anından şu sözlerle bahsetti; “Bugüne kadar on binlerce anı ölümsüzleştirdim ve birçok ödül aldım ama gözümün önünden hiç gitmeyen anlardan birisi Bahçesaray'da yaşanan çığda çektiğim asker fotoğrafıydı. Daha önceki röportajlarımda da söylemiştim. İlk defa çekmiş olduğum fotoğrafa ağladım. O gün benim, meslektaşlarım, hemşerilerim için çok zor bir gündü gerçekten. 2020'de Van Bahçesaray yolundaki 3 bin rakımlı Karabet Geçidi yakınlarında ilki 4 Şubat, ikincisi ise 5 Şubat'ta meydana gelen iki ayrı çığ faciasını yaşaydık. Olayda 11 jandarma, 9 güvenlik korucusu olmak üzere 42 kişi yaşamını yitirdi. İkinci çığ sonrası yaşananları çekip, görselleri merkeze geçmek için alandan ayrılırken, çığ altında kalan silah arkadaşının yeleğini elinde tutarak, çığ noktasına çaresizce bakıp, hüngür hüngür ağlayan askerimizin fotoğrafını ölümsüzleştirmiştim. Olay günü, olayın sıcaklığıyla çok farkına varamamıştım ama olaydan bir müddet sonra sakin kafayla o fotoğrafa baktığımda o anları tekrar yaşayıp, ben de ağladım. O askerimizin ağlayışını, devlet millet olarak orada verdiğimiz çetin mücadeleyi hiç unutmuyorum. Rabbim bir daha yaşatmasın.” dedi.
“İNSANİ YÖNÜMÜZ MESLEĞİMİZLE DOĞRU ORANTILI”
Kendisi gibi başarılı bir foto muhabiri olmak isteyen gençlere de önerilerde bulunan Bilgin, “Aslında yazdıklarım sadece foto muhabirliği için değil! Hangi meslek kolunda çalışırsan çalış, ne iş yaparsan yap, hakkını vererek yap. Yaptığın işe kıymet ver, saygı göster, emek harca ki karşılığını da eminim aynı şekilde görürsün. Hakikaten atalarımızın özlü sözlerinin hiçbiri öylesine sarf edilmiş kelamlar değil. Bu hayatta her zaman ne ekersek onu biçiyoruz hep. Bunların yanında insani yönümüzün de mesleğimizle doğru orantılı olduğuna inanıyorum. Eğer ciddi anlamda bu mesleği düşünen varsa meslek içinde olan kişilerle iletişime geçip bilgi alabilirler. Bu mesleğe uygun bölümleri okuyabilirler. Ya da bugün gerçekten internet büyük bir imkan. Aradığımız birçok sorunun cevabını bulmak mümkün. Bol bol araştırıp, bütçeye uygun bir makine veya telefon alıp bol bol görsel çekerek, ilgili kurslarda kendilerini geliştirerek ilerlemek mümkün olabilir.” diye kaydetti.
“ANADOLU AJANSI BANA ÇOK ŞEY KATTI”
Bilgin, “Evet belki meslekte ya da hayatta bir seviyeye gelmeniz ilk olarak kendi elinizdedir ama onu destekleyecek birçok da etken vardır. Bu etkenlerden en önemlilerinden biri ailedir. Bu anlamda her zaman yanımda olan aileme, her daim bize sundukları imkanlar için kurumum AA'ya, her zaman verdikleri destek için değerli yöneticilerimize ve sahayı paylaştığım sevgili mesai arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Gerçekten AA bana çok şey kattı. Adeta dünya görüşüm değişti. Her şeyden önce koskoca bir ailem oldu. Dünyanın birçok ülkesine gitme, farklı dilden, dinden insanlarla tanışma, fotoğraflama şansım oldu. Kendimi bu anlamda çok şanslı hissediyorum.” şeklinde konuştu.
Son olarak, uzun süredir kendisinin de bünyesinde çalıştığı ve köklü bir geçmişi olan AA’dan da söz eden Özkan Bilgin, “Bilindiği üzere Anadolu Ajansı (AA), Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmadan 17 gün önce 6 Nisan 1920'de kuruldu ve TBMM'nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu. Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasına, Cumhuriyet devrimlerine tanıklık etti. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir asırdan fazladır içerik sunan AA, bugün Türkçe dahil 13 dilde yayın yapan, 144 ülkede faaliyet gösteren bir ajans haline gelerek, güvenilir haberin kaynağı olmayı sürdürüyor. 139 farklı uyruktan 4 binden fazla çalışanı bulunan AA, günlük ortalama 1000'den fazla haber, 4 binden fazla fotoğraf, 15 infografik, 357 video ve 54 multimedya yayınlıyor. Böylesine güçlü bir kurumun bir ferdi olduğum için gururluyum. Son teşekkürü de bize yer verdiğiniz ve emeğinizden ötürü WanHaber'e ediyorum” diyerek sonlandırdı.
AZERBAYCAN
GİNE CUMHURİYETİ
GÜRCİSTAN - TİFLİS
İRAN
KATAR
MORİTANYA
NEPAL - KATMANDU
SUUDİ ARABİSTAN - MEKKE