Wanhaber / Oktay Dincer

Van YYÜ Tıp Fakültesine mensup Dr. Öğretim üyeleri, sağlık personelleri ve tıp fakültesi öğrencileri, Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi ve Genç Hekimler Topluluğu üyeleri, Dursun Odabaş Tıp Merkezi önünde bir araya gelerek açıklama yaptı.

Burada basın açıklamasını okuyan Dr. Muhammet Enes Biçer, “Filistin'de yıllardır süren zulüm ve insan hakları ihlalleri, şu günlerde hat safhaya ulaşmıştır. Dünyanın gözü önünde, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere sayısız sivil, saldırılara maruz kalmaktadır. Her geçen gün şiddetlenerek devam eden bu saldırılarda, temel insan haklarının çiğnenmesi insanlık adına kabul edilemez bir durumdur” dedi.

“YAŞANAN VAHŞETE DUR DEMEK İÇİN BURADAYIZ”

Dr. Biçer, açıklamasında; “Bizler bugün, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesine mensup Dr. Öğretim üyeleri, sağlık personelleri ve tıp fakültesi öğrencileri olarak, Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek ve yaşanan vahşete dur demek için buradayız. Filistin halkı 1948'den beri çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadır.

İsrail'in Filistin topraklarında yıllardır süren işgali, Filistinlilerin topraklarını kullanma ve yerleşim haklarını kısıtlamaktadır. Filistinlilere ait evler yıkılıp, bu bölgeler “Yahudi yerleşimcilere” verilmektedir. 70 yılı aşkındır bölgede sivillere yönelik askeri operasyonlar gerçekleştirilmekte, her türlü şiddet uygulanmakta, hatta birçok sivil haksız yere hapislerde tutulmaktadır. Çocukları gözaltına alma olayları öyle bir noktaya ulaşmıştır ki kötü muamele bir yana dursun bu çocuklar, askeri mahkemelerde yargılanmaktadır” ifadelerini kullandı.

“KORKUNÇ BİR ABLUKA UYGULANMAKTADIR”

Açıklamada şöyle denildi; “İsrail yaptığı tüm bu hak ihlallerinin yanında Gazze'ye yıllardır korkunç bir abluka uygulamaktadır. Dünya ile bağlantısı kesilmiş olan bu şehirde iki milyonu aşkın insan beton duvarlarla çevrelenmiş ve adeta bir açık hava hapishanesinde hapsedilmiştir. Gazze halkı abluka başladığından bu yana su, elektrik, gıda, ilaç, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarına İsrail'in istediği ölçüde ve oldukça sınırlı miktarda ulaşabilmektedir.

Çocuk katili İsrail, mazlum halkın sığındığı hastaneleri ve okulları bombalamaya başlayıp çocuk, kadın ve yaşlı demeden binlerce insanın ölümüne sebep olmaktadır. İnsan haklarına verilen önemin hat safhada olduğu 21. yüzyılda, insanların dil, din, ten rengi, ırk gibi sebeplerle ayrımcılığa uğramaları söz konusu bile olmamalıyken, Filistin halkı, Gazze'de yaşam mücadelesi vermektedir. İsrailli yetkililer tüm dünyanın gözü önünde Gazze halkını her türlü insan hakkından men ettiğini rahatlıkla açıklayabilmiş, bundan utanç dahi duymamıştır.”

“HASTANE BOMBALAMAK BÜYÜK BİR SUÇTUR”

Açıklamayı okuyan Dr. Muhammet Enes Biçer, şu ifadelere yer verdi; “İsrail'in Filistin halkına yönelik yıllardır sürdürdüğü zulüm ve katliam

Gazze'de hastanelerin, tekrar ediyorum, hastanelerin bombalanmasıyla artık başka bir boyuta ulaşmıştır. Bu saldırılarda birçoğu çocuk binlerce sivil hayatını kaybetmiştir. İsrail-Filistin arasında yaşananlar aslında savaştan çok “işgale karşı bir direniş” olarak tanımlanmalıdır, ancak savaş koşullarında bile olsa hastane bombalamak büyük bir suçtur.

Ayrıca tıbbi malzemelerin temini ve sağlık hizmetlerinin sunumu da engellenerek kuvözdeki bebeklerin dahi ölümüne neden olunmuştur. Gazze'de geçtiğimiz hafta itibariyle 283 sağlık çalışanı öldürüldü, son iki ayda Birleşmiş Milletler tarihindeki en ölümcül çatışma yaşandı; 7 Ekim'den bu yana İsrail tarafından bombalanan 24 farklı hastane ve hizmet dışı bırakılan 100'den fazla ambulans da dahil olmak üzere Gazze'deki sağlık tesislerine toplamda 212 saldırı düzenlendi. İsrail onlarca doktoru tutukladı, onların nerede olduğu bilinmiyor.

Gazze'de gerçekleştirilmekte olan şey bir etnik temizliktir. Bu, vicdan sahibi hiç kimse için kabul edilebilir değildir. Bu bir devlet politikası değil, olsa olsa bir terör politikasıdır.”

Dr. Biçer; “Biz hekimler olarak ilk dersimizde “önce zarar verme" ilkesini öğreniyoruz. Tedaviyi amaçlıyor olsak da insanı nasıl koruyacağımızın derdine düşüyoruz. Bizler insan onurunun çiğnenmemesi için çalışırken yanı başımızda insanlık suçları işleniyor” dedi.

“ULUSLARARASI TOPLUMU HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini belirten Dr. Muhammet Enes Biçer, “Bununla birlikte birtakım medya kuruluşları ve batılı hükümetlerin bu durum karşısında sessiz kalmaları ve soykırım yürüten İsrail'i desteklemelerinin ne ahlaki, ne vicdani ne de hukuki açıdan kabul edilebilir olduğunu ifade ediyor, uluslararası toplumu Filistin halkının acılarına dikkat çekmek ve insani yardımların erişimini sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz.

Bölgedeki hastanelerin ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanmasını, hasta ve yaralı olanlara sağlık hizmeti sunulabilmesi için güvenli bir ortamın sağlanmasını istiyoruz. Doğrudan sivilleri hedef alan, hastaneleri, okulları vuran zihniyetin uluslararası hukuk önünde hesap vermesini istiyoruz. 1948'den beri toprakları işgal altında olan ve en temel insani ihtiyaçlardan yoksun halde yaşamaya mecbur bırakılan Filistin halkının direnişine destek veriyor, uluslararası kuruluşlar ve devletler başta olmak üzere tüm insanlığı harekete geçmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

Dr. Muhammet Enes Biçer, açıklamayı şu ifadelerle tamamladı; “Hekimler olarak İsrail'in saldırılarına karşı tepki göstermeye, Gazze'deki sivillerin, çocukların, kadınların, meslektaşlarımızın ve hastaların hayatlarının korunması adına hekimlik mesleğine yakışır bir duruş ortaya koymaya kararlıyız. Başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere dünyadaki tüm hekim, sağlık çalışanı ve vicdanlı insanları harekete geçmeye çağırıyoruz.

Ayrıca tüm meslektaşlarımızı yapılan zulme açıktan desteğini bildiren başta ilaç firmalarını ve tüm kuruluşları ömür boyu boykot etmeye davet ediyoruz. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, hekimler olarak zulme karşı duranlar olacağız! Gazze'de hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyor, mücadele etmekte olan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bildiriyoruz.”

Kaynak: Wanhaber / Oktay Dincer