HABERDE İNSAN

Van'da emekli öğretmen 3 yıllık zorlu süreci hikayeleştirdi

Van'ın İpekyolu ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Ayşe Ayaz, prematüre olarak dünyaya gelen 3 yaşındaki serebral palsili kızının zorlu tedavi süreçlerini ve yaşadıklarını kitaplaştırdı.

Abone Ol

Emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi kapsamında emekli olan Ayaz'ın 4 çocuğundan biri olan İpek, 3 yıl önce prematüre olarak dünyaya geldi.

Doğumdan hemen sonra 10 gün boyunca entübe edilen ve 52 gün yoğun bakımda tedavi edilerek hayata tutunan İpek Ayaz, ayaklarındaki bozukluk nedeniyle 6 aylıkken afo (ayak bileği ve ayak bölgesini desteklemek amacıyla kullanılan ortopedik bir cihaz) kullanmaya başladı.

Fizik tedavisi devam eden kızının sağlığına kavuşması için her türlü fedakarlığı yapan, evinde rehabilitasyon odası oluşturan Ayaz, onunla oyunlar oynayarak hem destek oldu hem de tedavi sürecinde yalnız bırakmadı.

Kızının kullandığı afoyla oyun oynamasından, zaman zaman onunla uyumasından etkilenen Ayaz, 3 yıllık süreçte yaşadığı anıları "Arkadaşım Afo" adını verdiği 24 sayfalık kitapta hikayeleştirdi.

Kitabı 2 ay önce yayımlanan Ayşe Ayaz, AA muhabirine, kızının tedavi sürecinde kitabı yazmaya karar verdiğini söyledi.

Kızıyla yaşadığı anıları ölümsüzleştirmek istediğini anlatan Ayaz, "Kitapta aslında İpek'in afoyla kurduğu ilişkiyi yazdım. Kitaptaki ana karakterin ismi de İpek. Kızım süreki afo kullanıyor, bazen afosuyla oynuyor bazen de onunla uyuyor. Kitabı çocuk diline indirgeyip yazdım." dedi.

Okul öncesi grubunda bu tarz hikaye kitaplarının çok olmadığını belirten Ayaz, "Amacım farkındalık yaratmak. Özel gereksinimli çocuklar zaten ailede kabul görüyor, önemli olan toplumda kabul görmesi ve çocuklarımızın ötekileştirilmemesi. Kitabı öncellikle ailelerin okuması gerekiyor. Burada yazılanları içselleştirip akabinde çocuğuna okuması önemli. Ancak bu şekilde farkındalık yaratabiliriz." diye konuştu.

Yaşadığı tecrübeleri eğitimci kimliğiyle birleştirdiğini dile getiren Ayaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kitabın temelinde, 'İpek gibi arkadaşın olsa onunla hangi oyunlar oynardın?', 'Onunla neler yapmak isterdin?' gibi konulara değindim. Kitabım okunduktan sonra bu doğrultuda çocuklarla iletişime geçirilse amacıma ulaşmış olacağım. Benim gibi birçok anne var ve onların da yüreğine dokunmak istedim. 'Yarayla alay eder, yaralanmamış olan' diye bir söz var ve bunu hep düşündüm. Yaşadıklarımızı nasıl anlatabiliriz diye düşündüm. Eğitim okul öncesi grupta başlar. Ben de o hedef kitleye hitap ederek duygularımı ele aldım."