Öngörülebilir afetlerde risk durumunun en aza indirilebilmesi için de afet öncesi risk yönetiminin önemine dikkat çekilerek, tedbirler alınması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Doğal afetlerin yol açtığı yıkımlar risk yönetimini gerekli kılıyor. Gerekli tedbir ve önlemler alınmadığı durumlarda ciddi can ve mal kayıplarına sebep olan felaketler, Afet Yönetimi’nden ziyade, “Risk Yönetimi”nin önemini ortaya koyuyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Güvenlik Meslek Yüksekokulu Acil Durum ve Afet Yönetimi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sacit Mutlu, konuya ilişkin olarak Wanhaber’e önemli açıklamalarda bulundu. Mutlu, afet bilincinin olması, tedbirli olunması ve risk durumunun en aza indirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
“DEPREM BİLİNCİ ÖNEMLİ”
Deprem bilincinin olması gerektiğini dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Sacit Mutlu, “Toplumun, bireyin, kamu kurum ve kuruluşların ve aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının üzerinde durması gereken temel konu aslında deprem değil. Topyekûn deprem bilinci, deprem farkındalığı ve doğal afet bilincinin olması gerekiyor. Ülkemizde 7 ve üzerinde meydana gelen depremde 50 binin üzerinde insanımız hayatını kaybediyorsa bunun sorumlusu fay zonu değildir. Bu konuda eleştirel anlamda kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Hem bireysel hem de toplumsal anlamda bunun üzerinde durmamız gerekiyor” dedi.
“RİSK YÖNETİMİNE ODAKLANMAK GEREKİYOR”
“Aslında risk yönetimine odaklanmamız gerekiyor” diyen Dr. Mutlu, “Deprem öncesi sormamız gereken bütün soruları birey olarak kendimize sormamız gerekiyor. Öncelikle bulunduğumuz evin risk durumunu öğrenmemiz gerekiyor. Evimizin bulunduğu zemin özelliklerini, evimizin yapım yılını, bina kalitesini, deprem performansını bunların hepsini sorup ona göre kendi risk yönetimimizi bireysel anlamda bilmemiz gerekiyor. Bununla beraber kamu ve kurum kuruluşların da bu risk yönetimine odaklanması gerekiyor.” sözlerine yer verdi.
“TEDBİRLİ OLUNMALI”
İnsan yaşamının bulunduğu her yerde riskin olduğunu belirten Mutlu, “Risk durumunu hiçbir zaman sıfıra indiremeyiz. Günlük hayatta başımıza ne geleceğini bilemeyiz. Yani her an risk altındasınız. Bu riskleri tolere edilebilir seviyeye indirmek oldukça önemlidir. Küresel anlamda yapılan risk yönetimi bu şekilde yapılıyor. Yani sizin yönetebileceğiniz riski yönetmeniz isteniyor. Yönetemeyeceğiniz riskten de uzak durmanız gerekiyor. Örneğin bir yangın olmadan yangın öncesi tüm riskleri bilmeniz ve ona göre yönetmeniz lazım. Öngörülebilir, meydana gelebilecek potansiyeli önceden öngörmemiz gerekiyor. Bu sadece yangın değil tüm afetler için geçerlidir. Tüm riskleri en aza indirebilmemiz lazım.” ifadelerine yer verdi.
“ÜLKEMİZDE SADECE DEPREM FELAKETİ YAŞANMIYOR”
Van’da meydana gelen doğal afetler üzerinden de örnekler veren Dr. Sacit Mutlu, “2020 yılında ilki 4 Şubat, ikincisi ise 5 Şubat'ta meydana gelen çığ faciasında 11 jandarma, 9 güvenlik korucusu olmak üzere 42 kişi yaşamını yitirmiş ve 84 kişi ise yaralanmıştı. Bu da gösteriyor ki ülkemizde sadece deprem meydana gelmiyor. Depremin dışında ciddi derecede insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan çığ, heyelan, kaya düşmesi ve benzeri birçok afeti ülkemizde yaşıyoruz. Bu afetlerin her birini ayrı ayrı değerlendirmemiz gerekir ve bu konuda risk yönetimine odaklanmamız oldukça önemli.” dedi.