Türkiye Suriye Ekseninde Büyük Orta Doğu Projesi
Türkiye-Suriye ilişkileri Suriye Devleti kurulduğu günden beri netameli olmuştur. Bu ilişki Cumhurbaşkanı Sezer’in Suriye ziyareti ile başlayan ve Erdoğan’la zirveye çıkan olumlu hava esmiş, fakat bu gelişme birden olumsuza dönmüş, uçağımızın düşmesiyle savaş noktasına gelmiştir. Uçağımızın nasıl, nerde düştüğü yeterince tartışılmamıştır.
Ben bu yazımda başka bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) Bölgemizde sınırların değiştirilmesini, etnik ya da dinsel temelde yeni sınırların çizilmesini amaçlamaktadır. Burada ki kritik konu sınırların nasıl değiştirileceğidir.
Sınırlar barış ortamında değiştirilemez. Sınırlar, ancak savaş sonrasında değişir. Galipler oturur yeni sınırları çizerler. Sınırların değişmesi için savaş çıkmalı, bu savaş etnik ve dini kaygılarla yapılmalıdır ki; yeni sınırlar bu temel üzerine kurulsun.
Savaş nasıl çıkartılabilir. Bunun için bölgedeki çatışma konuları unutulanlar dahil gündeme getirilir.
Bölgede etnik olarak kullanılacak unsur bellidir PKK. Peki, bu yeterli mi? Bence değil buna bölgenin kadim problemi; Alevi-Sünni çatışması da katılmalıdır. Sünni çoğunluğun yönetimindeki Türkiye ile Alevi azınlığın yönetiminde olan Suriye bu hususta biçilmiş kaftandır.
Suriye’de Sünnilerin ayaklandırılması, Türkiye’de ise neredeyse unutulan Dersim, cami cemevi çatışması gündeme getirilerek bölge halkının psikolojisi bir savaş sonrası yaşanacak gelişmelere hazırlanır.
Bu açıklamalardan sonra kimlerin bu oyunda rol aldığının anlaşılabilmesi için, Türkiye Suriye çatışması ile ilgili olarak şu sorulara cevap aranmalıdır;
1- Bizi Suriye ile savaşın eşiğine getiren uçağımızı, Suriye kara ve hava sahasını ihlal edecek şekilde kim ya da kimler gönderdi?
2- Suriye hava savunma sistemleri İsrail uçaklarına karşı hiçbir şey yapamazken, üstelik bu uçaklar bomba yağdırırken, nasıl oluyor da en ufak bir sınır ihlalinde Türk uçağını esrarengiz bir şekilde düşürebiliyor?
Bu sorulara tatmin edici bir cevap vermek eldeki bilgilerle olanaklı değildir. Fakat uçağımızın rotasının olağan seyrinde olmadığı, Suriye’nin de uçağımızı düşürecek askeri bilgi ve donanıma sahip olmadığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Büyük güçlerin Lozan’ı içlerine sindiremediklerini ve Türkiye’nin sınırlarını değiştirmek arzusunda olduklarını çok iyi biliyoruz. Bir yandan Ermenilerin Büyük Ermenistan’ı kurma hayalleri, diğer yandan Kürtlerin devlet kurma arzuları ancak bir bölgesel savaş sonucu gerçekleşebilir. Bölgesel savaşa Türkiye ve İran mutlaka katılmalıdır. Aksi taktirde bu bölgesel savaş olmaz ve sınır değiştirme hayalleri suya düşer. Türkiye’yi yönetenlerin komşularla 0 sorun politikası deyip, savaşın eşiğine gelmemiz herhalde olağan bir durum değildir.
BOP kapsamında büyük bir oyun oynanmaktadır.
Türkiye oynanan bu oyunu görmek ve bölgede savaş çıkmasına sebep olacak olaylardan uzak durmak zorundadır. Bizi yönetenlerin “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini bir kez daha düşünmelerini Ülkemizi ve bölgemizi bir çıkmaza sürüklememelerini tavsiye ederim.
Murat Özkan