Bu artış, gıda fiyatlarındaki artışın yanı sıra, genel ekonomik koşulların da insanların alım gücünün hızla eridiğini gösteriyor. Özellikle son bir yıl içinde gıda fiyatlarına yapılan zamlar, aile bütçelerini derinden sarsmış durumda. Yüzde 49,31'lik yıllık artış oranı, mutfak masraflarının katlanarak yükseldiği ve ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılarken büyük zorluklar yaşandığı ortaya çıkıyor. Ailelerin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli olan harcamanın bu kadar artması, toplumun genel refah seviyesinde ne denli tehlikeye girdiğini de gözlerin önüne seriyor.
YOKSULLUK SINIRINDAKİ GÖRÜNÜM NEDİR?
Eylül ayında 64.595 TL olan yoksulluk sınırı, Ekim'de 66.553 TL'ye ulaşarak, kadınların genel yaşam koşullarını zorlaştırmaya devam ediyor. Bu rakam, yalnızca gıda harcamalarını değil, aynı zamanda konut, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi temel eksikliklerin karşılanması da büyük bir yük oluşturuyor. Bekâr bir çalışanın yaşam maliyetinin 26.526,77 TL'ye yükselmesi, aslında birçok kişinin bu süre boyunca bölgesel hangi fedakarlıkları yapmak zorunda kalması da gözlerinin önüne seriyor. Yoksulluk sınırındaki bu artış, toplumun gelir eşitsizliğini derinleştirirken, birçok aile için temel durumun karşılanmasının giderek zorlaştığını gösteriyor.
Türk-İş'in raporlarında özellikle gıdadaki fiyat değişimlerine dikkat çekiliyor. Örneğin, sebze fiyatlarındaki ortalama yüzde 21'lik artış, bu alanda yaşanan ne denli büyük olup gözlerin önüne seriyor. Taze meyve ve sebze fiyatlarının yükselmesi, pazar esnafının giriş gücündeki düşüş nedeniyle müşterinin uzamasına yol açıyor. Ayrıca süt ve süt ürünleri dışında birçok gıda maddesinin fiyatlarında değişiklik gözlemlenmediği vurgulanıyor.