Yoksulluk Oranlarında Çarpıcı Artışlar
Yüksek enflasyonun yarattığı ekonomik belirsizlikler, toplumun geniş kesimlerini etkileyerek, gelire dayalı göreli yoksulluk oranını yüzde 13.9’a çıkardı. Bunun yanı sıra, sosyal dışlanma riski altındaki bireylerin oranı ise yüzde 31’e kadar yükseldi; bu da yoksulluğun sadece sayısal bir gerçek değil, aynı zamanda insanları etkileyen derin bir sorun olduğunu ortaya koydu.
En Yoksul Şehirler Tek Bir Bölgeden!
Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, Türkiye’nin en yoksul dört şehrinin aynı coğrafi bölgeden gelmesi oldu. TR A2 olarak tanımlanan Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan şehirleri, yoksulluk oranlarında zirveyi paylaşarak bu durumun dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Ekonomik durumu zayıf olan bu şehirler, yıllardır süregelen hatalı ekonomik politikaların doğrudan bir yansıması olarak öne çıkıyor. Bu durum, bölgesel eşitsizliklerin ve yoksulluğun derinleştiğinin bir göstergesi.
Yoksulluk Tehdidi Sürüyor
TÜİK verilerine göre, yoksulluk riski taşıyan diğer şehirler ise Kastamonu, Çankırı ve Sinop olarak belirlendi. Bu şehirler, TR82 bölgesinde yer alarak yoksulluk tehdidinin devam ettiğini gösteriyor. Ancak raporda yer alan en yoksul şehirlerin yanı sıra, yoksulluğun en az olduğu bölgeler de dikkat çekti. Gaziantep, Adıyaman ve Kilis gibi şehirlerin bulunduğu TRC1 bölgesi, yüzde 4,8 ile en düşük yoksulluk oranını yakalayarak umut veren bir tablo sundu. Bu çelişkili durum, Türkiye'nin ekonomik haritasının ne denli karmaşık bir yapı arz ettiğini gösteriyor.