AYM'nin 1 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan kararında, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili kararın 'yok hükmünde' olduğu belirtildi. Ardından 9 Ağustos'ta muhalefet partileri, Meclis'in, AYM'nin Can Atalay kararıyla ilgili toplanması için TBMM Başkanlığı'na dilekçe sundu. Bunun üzerine Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş olağanüstü toplantı çağrısı yaptı.

TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkan Vekili Bekir Bozdağ'ın başkanlığında toplandı. Bozdağ, yapılan elektronik yoklamada, toplantı yeter sayısının bulunduğunu bildirdi. Ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, Atalay'ın milletvekilliğinin düştüğü oturumu da Bozdağ'ın yönettiğini belirterek, usul tartışması açılmasını talep etti. Bunun üzerine Bozdağ, usul tartışması açtı. Usul tartışması sırasında söz alan TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, "Sözü hiç uzatmayacağım, bir tespit ile başlayacağım; sizde hiç utanma yok, zerre miskal utanmanız yok, haysiyetiniz yok. O yüzden burada usulü konuşmaya gerek yok" dedi.

Şık konuşmasını sürdürürken AK Parti sıralarından gelen tepkiler üzerine, 'Kes sesini, kes sesini be' diyerek yanıt verdi. Bu sözler Genel Kurul’da tansiyonu yükseltirken milletvekilleri birbirlerine karşılıklı 'şerefsiz' dedi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kürsüye gelerek Şık'ı sakinleştirmeye çalıştı. AK Parti sıralarından Ahmet Şık'a yönelik tepkiler gelmeye devam etti. Kürsüye gelen AK Parti TBMM İdare Amiri Alpay Özalan itince Ahmet Şık yere düştü. TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ise elindeki dosyaları AK Parti milletvekillerinin üzerine fırlattı. Milletvekillerinin yumruklu kavgasının ardından Meclis Başkan Vekili Bekir Bozdağ, oturuma 15 dakika ara verdi.

3 MİLLETVEKİLİ YARALANDI

Oturuma verilen 15 dakikalık aranın ardından Genel Kurul yeniden toplandı. Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, milletvekillerine temiz bir dil kullanmaları yönünde çağrıda bulunarak TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ı yeniden kürsüye davet etti. Ahmet Şık, "Usul tartışması açıldı ama burada usul konuşmaya hiç gerek yok çünkü anayasasızlığın hüküm sürdüğü, kanunsuzluğun teamül haline geldiği bu ülkede size mevzuat anlatacak değilim.

Din şarlatanlığınıza, göstermelik milliyetçiliğinize kanan, hırsızlığınızı, yolsuzluğunuzu, hukuksuzluğunu görmezden gelenleri makbul vatandaş olarak gören sizlerden, en çok duyduğumuz sözcükler nelerdir biliyor musunuz? 'Vatan haini, FETÖ'cü, katil, terörist.' Sizden olmayan, suçlarına ortak olmayan herkese, 'Terörist' dediğiniz için Can Atalay'a, 'terörist' demeniz hiç şaşırtıcı değil. Ama herkes bilsin, tüm yurttaşlar bilsin, bu ülkenin en büyük terör örgütü, hanedanlık mafyasıyla devlete çöken işte bu sıralarda oturanlar, en büyük teröristler de buradakilerdir. Bunu herkes bilmelidir. Şu memlekete Can Atalay kadar hayrınız dokunsa ömür boyu şükür namazı kılacak insanlarsınız" diye konuştu.

Ahmet Şık'ın konuşması sürerken AK Parti'li milletvekilleri sıralara vurdu ve tepki gösterdi. Genel Kurulda tansiyon yükselirken milletvekilleri arasında yeniden yumruklu arbede çıktı. Genel Kurulda tansiyon uzun süre düşmezken Meclis Başkan Vekili Bekir Bozdağ oturuma 45 dakika ara verdi. Kavgada, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık hafif yaralandı.

ÖZGÜR ÖZEL: UTANÇ İÇİNDEYİM

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM Genel Kurulunda çıkan tartışma sonrası koridorda gazetecilere açıklama yaptı. Özel, "Sözlerin havada uçuşacağı bir yerde yumruklar uçuşuyor, tekmeler uçuşuyor. Yerlerde kan var, kadınlara vuruyorlar. Gözümüzün önünde oldu, kadınlara vuruyorlar. İnanılmaz derecede utanç içindeyim, bu duruma şahit olduğum için. Sayın Numan Kurtulmuş'u derhal tüm siyasi partilerin genel başkanlarını ya da grup başkanlarını toplantıya çağırmaya davet ediyorum. Bu gerçekten Meclis açısından taşınabilecek bir yük olmaktan çıktı. Meclis İdare Amirinin, milletvekiline yumruk attığı, kadına şiddet uyguladığı bir haldeyiz" diye konuştu.

Özel, kavgada kaşı açılarak yaralanan DEM Parti'li Gülistan Kılıç Koçyiğit ve CHP'li Okan Konuralp ile ilgili, "Arkadaşımız kavgayı ayırmaya çalışırken yaralandı. Sayın Gülistan Koçyiğit de kürsüye yapılan saldırıyı engellemeye çalışırken" dedi.

KURTULMUŞ: SAYIN GRUP BAŞKANVEKİLLERİNİN İÇERİDE UZLAŞMALARI SAĞLANMIŞTIR

​TBMM Genel Kurulu, arka arkaya oturuma verilen 45, 20,15 ve 10'ar dakikalık araların ardından Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında yeniden toplandı. Kurtulmuş, "Gündemdeki görüşmelere devam ediyoruz. Sayın grup başkanvekillerinin içeride uzlaşmaları sağlanmıştır. Öncelikle şunu ifade etmek isterim; dün bu salonda, TBMM Genel Kurulu'nda Cumhuriyet tarihimizin en önemli oturumlarından birisini gerçekleştirdik.

Bütün dünyaya örnek teşkil eden, bütün partilerden milletvekillerinin katıldığı bir oturum yapıldı. Sizlerden istirhamım bugünkü olağanüstü oturumda, Meclis'e yakışacak temiz bir dil içerisinde ve temiz bir davranış içerisinde Meclis'in bundan sonraki süreçlerini devam ettirmektir. Şimdi görüşmelere devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. Kurtulmuş'un konuşması esnasında muhalefet sıralarından, 'Bekir nerede' tepkisi yükseldi. 

ŞIK VE ÖZALAN'A KINAMA CEZASI VERİLDİ

Ardından Kurtulmuş, siyasi parti grup başkanvekillerinin uzlaşısı ve TBMM İç Tüzüğü kapsamında TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ve AK Parti İzmir Milletvekili Alpay Özalan'a kınama cezası verilmesine dair oylama yaptı. Milletvekillerinin oylarıyla 2 milletvekiline de kınama cezası verildi. 

'HUKUKÇU YALANLARINA İTİBAR ETMEMEK LAZIM'

Kurtulmuş, CHP, DEM Parti, Saadet Partisi, DEVA, TİP, Demokrat Parti ve Emek Partisi'nden oluşan muhalefet partilerinin Meclis Başkanlığına sunduğu genel görüşme talebine geçildiğini belirterek ilk sözü Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya'ya verdi. Bülent Kaya, AK Parti'nin 2010 yılında bireysel başvuru hakkı getirdiğini belirterek, "Bireysel başvuruyu tanımlarken şöyle diyorsunuz, 'Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi bir temel hak ve hürriyet kamu gücü tarafından ihlal edilirse kişi bireysel başvuru yoluna müracaat edebilir. Bu bireysel hakkı yani Anayasada ya da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde tanımlanan hak, kamu gücü tarafından ihlal edilebilir. Peki, başka kim tarafından ihlal edilebilir işte 45'inci maddede onu söylüyorsunuz; 'İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem veya ihlal bir mahkeme kararına dayanıyorsa Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verirken yeniden yargılama için o dosyayı gönderir ve sonucu ondan sonra ortadan kaldırır.

Yani kesinleşmiş bir mahkeme kararına karşı dahi eğer bu temel hak ve hürriyeti ortadan kaldırıyorsa, ey Anayasa Mahkemesi onu da tespit edip bu hak ihlalini ortadan kaldırabilirsiniz diyen sizlersiniz. Dolayısıyla geldiğimiz nokta itibariyle süslü laflarla, 'Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında bir görev uzlaşmazlığı var. Anayasa Mahkemesi süper temyiz mahkemesi değildir' gibi hukukçu yalanlarına itibar etmemek lazım" ifadelerini kullandı.

'ASIRLIK CUMHURİYETİN EN KARANLIK TABLOSU ÖNÜMÜZDEDİR'

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya'nın konuşmasının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu söz alarak kürsüye geldi. Dervişoğlu, "3 bin yıllık devletimizin, asırlık Cumhuriyetimizin tarihinde yapılmış en karanlık tablolardan biri bugün önümüzdedir. Bugün TBMM, bu utanç tablosunu ya paramparça edip yok edecek ya da bu tablonun tarihte yer etmesinin mimarı olarak sorumluluğu üstlenecektir. 'Yok, hükmünde' olan karar ya kötü bir anı olarak hatırlanacak ya da hukukun artık bu ülkeyi terk ettiği cümle aleme ilan etmiş olacaktır. Goethe, 'İsimler birer kuru gürültüden ibarettir' diyor.

Burada mevzu Can Atalay ya da onun milletvekilliğinin devamı asla değildir. Mevzu hukukun emrettiğine uymak için gereğini ifa etmektir. Mevzu hukuk devletinin hem maddi hem de biçimsel özelliklerini savunmaktır. Nasyonal Sosyalistler Almanya'da iş başına geldiklerinde evvela hukukun biçimsel güvencelerini tahrif etmişlerdi. Sonrasında hukuk devletinin maddi özünü ortadan kaldırmak çok kolay bir işe dönüşmüştü. Hukuk devletinin maddi özünde insan vardır, onuru ve hakları vardır. Biçimsel ilkeler ise bu özü korumak için getirilmiştir. Bunu tahrip etmeye başladığınız andan itibaren özü de ortadan kaldırmanın yolunu açmış olursunuz.

İtiraz ettiğimiz, karşı durduğumuz, bu ülkeyi her geçen gün daha kötüye götüren tek adam rejiminin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bugün bizi getirdiği haldir. Bu devletin gelenekleri vardı, o gelenekleri yok ettiniz. Bu devletin bir aklı vardı, o akla ihanet ettiniz. Bu devletin bir ahlakı vardı, ahlak yoksunluğunu tıpkı bir kanser hücresi gibi devlete metastaz ettirdiniz. Geldiğimiz yer tam burasıdır, kurduğunuzu sandığınız düzen aslında düzenektir. Hukuktan, adaletten arındırılmış, ahlaktan yoksun, akıldan uzaklaşmış kurnaz bir düzenektir" diye konuştu. 

'22 YILLIK AKP İKTİDARININ ÖZETİ BUGÜN MECLİS'TEKİ TANIKLIĞIMIZDIR'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Dervişoğlu'nun açıklamalarının ardından oturuma 10 dakika ara verdi. Aranın ardından yeniden toplanan Genel Kurul'da söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, "Bugün bu Meclisin tanık olduğu şeyin münferit olmadığını ifade etmek gerekir. 22 yıllık AKP iktidarının özeti nedir dersiniz, bugün bu Meclisteki tanıklığımızdır. Halkın haklarına saldıran, milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığını yok sayan, milletvekillerine şiddet uygulayan, sonradan utanmadan, sıkılmadan o görüntüleri montajlayıp götürüp mehter marşlarıyla dinleten bir zavallı iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız.

Sözü bitmiş, gidecek menzili kalmayan, her gün bu ülkede yaşanan hukuksuzluklara söz söylemeyen, iş veremeyen, ekmek veremeyen, adaleti hiç vermeyen, vermek istemeyen AKP iktidarının anladığı tek bir şey var, o da mazlumun, masumun, emekçinin, yoksulun, çiftçinin, köylünün sesi olan bu Meclisteki muhalefet milletvekillerini sesini kısmak, onlara saldırmak. Ama buradan söyleyeyim, bilmediğiniz bir şey var; biz Deniz'lerin, Mazlum'ların, İbrahim'lerin, biz bu ülkedeki bütün devrimci dinamiklerin ve direnenlerin aydınlarıyız. Ne sizin baskınıza ne de sizin zorunuza teslim olmadık ve olmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.

'GEÇİRDİĞİM TALİHSİZ KAZA NEDENİYLE BURADA BULUNAMADIM'

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in ardından söz alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas'ın TBMM Genel Kurulu'na hitabı esnasında bulunamadığı için üzgün olduğunu kaydederek, "Sağlık nedenleriyle bulunamadığım için duyduğum üzüntüyü ifade ederek başlamak isterim. Bunu diplomatik kanallardan Sayın Abbas'a da ilettik. Tahmin ediyorum yarın bir telefon görüşmesini kendisiyle gerçekleştireceğiz. Sayın Abbas buradayken eş başkanların, İYİ Parti Genel Başkanı'nın burada bulunması, grup başkanvekillerinin burada olması, tüm Meclisin çok önemli bir katılım göstermesi kıymetliydi.

Sayın Cumhurbaşkanı, bakanlar, Sayın Mustafa Destici, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu, Devlet Bahçeli'nin bulunması, sizin yönetiyor olmanız son derece kıymetliydi. Sayın Abbas'ın konuşmasında, 'Bedeli ne olursa olsun, her şeyi göze alarak Gazze'ye gideceğini' açıklamış olması son derece tarihi bir ifade olarak değerlendirdiğimizi söylemek isterim. Tüm genel başkanların, grupların, zat-ı alinizin ifade ettiği bu ortak iradeye CHP aynen iştirak ediyor. Dün geçirdiğim talihsiz bir küçük kaza nedeniyle burada bulunamadım. Bugün de o kazanın devamında maalesef burada 3,5 saatlik bir gecikme olunca Sayın Müsavat Dervişoğlu'nu dinleyemedim. Bir röntgen çektirmek için hastanedeydim. Ben sağlığım ile ilgili siz başta olmak üzere tüm siyasi partilerin genel başkanları, grup başkanları, milletvekilleri nezaket gösterdiler, ayrı ayrı her birisine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

'PARLAMENTODA HAKARET OLMAMASI İÇİN HER TÜRLÜ İNSİYATİFE DESTEK VERECEĞİZ'

Özel, yıllarca TBMM'de bulunduğunu vurgulayarak, "Çok tartışmalar oldu ancak tansiyon bazen öyle bir yere geliyor ki, oraya bir irade koymak gerekiyor, yoksa işte bugünkü gibi bir durum ortaya çıkıyor. Ben bu salonda çok şey gördüm ama kan görmemiştim, çok utandım.

Kadına şiddet görmemiştim, çok utandım. Sizin gelip arkadaki toplantıya başkanlık etmeniz ve toplantının riyasetini devralmanızın, ortaya koymuş olduğunuz tavrın değerli olduğunu düşünüyorum. Ama bundan sonra da sizin parlamento da hem kötü söz, hakaret olmaması hem de asla ve asla şiddetin olmaması ile ilgili alacağınız her türlü inisiyatife CHP olarak destek vereceğiz. Bu konuda farklı düşünen hiçbir genel başkan olmadığından da eminim ama bu konuya hep birlikte en sert tepkiyi göstermek gerekiyor. Şiddete kim başvuruyorsa milletvekilinin partisine bakılmaksızın ceza verilmeli. Ben bu noktada alınan kararı son derece değerli buluyorum" diye konuştu.

'MECLİS'İ ŞENTOP'UN DÜŞÜRDÜĞÜ DURUMA DÜŞÜRMEMENİZİ DE SAYGIYLA KARŞILIYORUZ'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'a söz vererek kürsüye davet etti. Gökhan Günaydın, "Burada 20 dakika boyunca eğer insanlar birbirlerine şiddet uygulamaya kalkıştılarsa, burada bu kürsüde sözü ve eylemi ne olursa olsun bir milletvekili kürsü hakkını kullanırken, idare amiri koltuğunu işgal eden bir zat tarafından fiili saldırıya uğradıysa bu Meclis açısından utanç vericidir ve kara bir gündür. Yerinizi bıraktığınız Meclis Başkanvekilinin yumrukla eş zamanlı olarak, gonga basarak Meclis'i kapatmak yerine, mikrofonu keserek temiz bir dil kullanmaya davet etmesi ve ortamı sükunete ulaştırması gerekirken bu usta saldırı organize edildi ve her şey gözümüzün önünde oldu. Gerçekten de utanç vericidir.

Şimdi tabii Türkiye'de bir siyasi parti milletvekilinin hukuki ve siyasi durumuyla sınırlı olmayan bir derin devlet krizi ile karşı karşıyayız. Bunun adı demokrasi krizidir. Erkler ayrılığı var, biz yargı üzerinde emir ve talimat veremeyiz. Dolayısıyla TBMM'nin verebileceği bir karar yok. Sayın Başkanım, 'Harun gibi geldiler, Karun gibi zengin oldular' lafını HAS Parti'den bu yana tanıyoruz. Sizin ilk derece mahkeme kararını okutmamanızı da bu Meclis'i Şentop'un düşürdüğü duruma düşürmemenizi de saygıyla karşılıyoruz.

Ama bana derseniz ki, '31 Ocak'ta daha evvelden belirlediğim bir yurt dışı gezisi vardı, o yüzden katılamadım' ben de size derim ki, o gezileri iptal edin de kritik günlerde Meclis'te olun. O kadar zor olmasın bu iş, Meclis'te olun bir şey olmaz. Bugün burada Gülizar Biçer Karaca'nın oturması lazımdı, teamüle aykırı bir şekilde Bekir Bozdağ'ı oturttunuz. Keşke burada takdir hakkınızı muhalefetin bir talebinin olduğu gün, muhalefetin bir milletvekiline yönelterek gösterseydiniz de sizi alkışlasaydık. Gelin bu kararı TBMM'de okutun. Sadece okutmakla kalmayın bir Meclis kararı çıkartın. Can Atalay tahliye edilsin, Can Atalay Meclis'e gelsin, Can Atalay milletvekilliğini yapmaya başlasın" ifadelerini kullandı.

'ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ HUKUKİ YETKİNLİĞİNE GÖRE SEÇİLİYOR'

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın'ın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler ise "Biraz önce hatipler, 'Anayasa Mahkemesi üyelerini kim seçti' dedi. Geçmişte nasıl olduysa öyledir. Şimdi 90'lı yıllarda kim seçtiyse, 90'lı yılların Anayasa Mahkemesi kararlarını verenler, onu seçenlerin kölesi midir? Cevabını verin, değildir. Ben o dönemde seçilen Anayasa Mahkemesi üyelerinin hukuki yetkinliği kapsamında seçildiğini düşünüyorum ama siz bugün farklı bir şekilde seçildiklerini iddia ederseniz, 90'lı yılların da seçilenleri CHP'nin asli emir eri diye sayarsınız. Öyle değil ben saymıyorum. Ben seçilen bütün AYM üyelerinin ettikleri yemin kapsamında hukuki yetkinliğine göre seçildiğini düşünüyorum" diye konuştu.

'AYM, KARARIN GENEL KURULA BİLDİRMESİ İŞLEMİ İLE İLGİLİ KARAR VERMESİ MÜMKÜN DEĞİL DİYOR'

Güler, AYM'nin Can Atalay ile ilgili kararını değerlendirerek, "Az önce dediler ya, 'Anayasa Mahkemesi 'yok hükmünde' tespit diye bir karar vermiş' dediler. Allah allah dedik, bir bakalım gerçekten öyle mi olmuş? Şerafettin Can Atalay ve diğer avukatlarının dilekçe talep konusunu okuyorum, lütfen dikkatlice dinleyin. 'TBMM Genel Kurulu'nun 30 Ocak 2024 tarihli, 54'üncü birleşiminde Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi kararının okunması suretiyle Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin 'yok hükmünde' olduğunun tespitine, Anayasa Mahkemesi'nin başlangıç kısmıyla ilgili iptaline ve yürürlüğünün durdurulması talep edilmiştir.' Tamam, talebi değerlendirdi AYM. Ne demiş, 'Talebi değerlendirdim, Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmesinin 'yok hükmünde' olduğunun tespitine ve Anayasa'nın 85'inci maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına' nerede tespit? 'Senin talebini değerlendirmiyorum, geçmişte verdiğim kararları tekrar ediyorum' diyor.

Ne tespitinden bahsediyorsun? Bağırın arkadaşlar, bağırın. Peki, Anayasa Mahkemesi şu anki gündemle ilgili olarak da kendi kararında ne diyor, 'TBMM Genel Kurulu'nun 2024 tarihli 54'üncü birleşiminde Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi karar yazısının Başkanlıkça okunmasının Genel Kurula bildirmesi işlemi ile ilgili oluşan fiile durum hakkında Anayasa Mahkemesi'nin karar vermesi mümkün değildir' diyor" dedi.

'HERHALDE SARAYDAN GELEN NOTLARI KARIŞTIRDIĞINI DÜŞÜNDÜM'

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in açıklamalarına; CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez hukuki doğruluğunun bulunmadığını belirterek tepki gösterdi. Önerge üzerindeki ilk imza sahibi olan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "AKP Grup Başkanı Abdullah Güler konuşurken anayasal gerekçeler bekliyordum. Gerçekten Anayasa Mahkemesi kararını ve Meclis Başkanının burada okuduğu kararı değerlendirmesini bekliyordum. Ama ilk 10 dakika öyle bir konuştu ki, herhalde saraydan gelen notları karıştırdığını düşündüm ya da bugün hararetli tartışmalar ve saatin uzamasından dolayı toplantıları karıştırdığını düşündüm. Bakın, Can Atalay ile ilgili milletvekili olduğuna dair 3 tane Anayasa Mahkemesi kararı var" diye konuştu.

TALEP REDDEDİLDİ

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, genel görüşme talebini oylamak için elektronik oylama açtı. Oylama sonucunda genel görüşme talebi reddedildi. Kurtulmuş, CHP'nin TBMM Başkanlığına sunduğu olağanüstü toplantı gündeminin tamamlanmasının ardından TBMM'nin çalışmaya devam etmesini içeren önergeyi okuttu. Genel Kurul'da yapılan elektrik oylamanın ardından önerge reddedildi.

BİRLEŞİMİ KAPATTI

Meclis, yapılan oylamanın ardından 1 Ekim 2024 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere tatile girdi.

Kaynak: DHA