Van-Hakkâri kara yolu üzerinde yüksek kayaların üzerine kurulan ve turistlerin büyük ilgisini çeken tarihi kale yeniden restore edilerek, Van turizmine kazandırılacak.

Van'ın Gürpınar ilçesinde 'kartal yuvası' görünümündeki Hoşap Kalesi, restorasyon çalışmalarıyla eski ihtişamına kavuşturulacak.

Van Gölü çevresi anlamında, hem de Doğu Anadolu Bölgesi anlamında Türkiye'nin tarihsel olarak en güzide mekânlarından bir tanesi olma özelliğine sahip olan Hoşap Kalesi, Van'ın özellikle kültür ve turizmi açısından olmazsa olmaz mekanlarından biri olma özelliğini taşıyor.

Her geçen gün Hoşap Kalesi'ne yerli ve yabancı ziyaretçilerin oldukça fazlalaşırken, bu kapsamda yapılacak olan restorasyon çalışmalarıyla tarihi kalesine yeni ihtişamına kavuşacak. Daha önce başlatılan kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte, tarihi kalede başlatılan restorasyon çalışmaları aralıksız bir şekilde sürüyor.

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanı Vekili Ozan Balcı'nın girişimleri ve desteği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın öncülüğünde Hoşap Kalesi'nde Haziran ayında başlatılan restorasyon çalışmaları aralıksız bir şekilde devam ediyor.

Hoşap Kalesi'nin, restorasyon sonra yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun şekilde ziyaret edilmesini beklenirken, üst kısımlarda yapılacak olan restorasyon çalışmalarıyla tarihi kale yeniden turizme canlılık katacak. Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı şekliyle günümüze kadar gelirken, içerisinde Mahmudi Sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer alıyor. Tarihi kalede devam eden restorasyon çalışmalarının kısa sürede bitirilerek, kalenin yeniden ziyaret açılması hedefleniyor.

HOŞAP KALESİ

Van'ın Gürpınar ilçesinde, Van-Hakkari karayolu üzerindeki Hoşap (Güzelsu)'da yer almaktadır. Hoşap, Van'a 60 km, Gürpınar ilçe merkezine ise 40 km uzaklıkta bulunmaktadır. Hoşap Suyu'nun kuzeybatısında sarp ve dik bir kaya kütlesi üzerine kurulan kale, iç kale ile bunun kuzeyindeki dış kaleden oluşmaktadır.

Geçmişi itibariyle Urartu Devletine kadar uzanan kale, Osmanlı Devleti'ne tabi Mahmudi Beyleri'nin yaptırdığı şekliyle günümüze ulaşmıştır. İç kale giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre Mahmudi Süleyman Bey tarafından, H. 1052 (1643) tarihinde yaptırılmıştır. Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir.

Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış durumdadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır. Dış kalenin kuzeydoğusunda bir gözetleme kulesi yer almaktadır. İçerisinde bugün bir cami kalıntısı ile köy evleri mevcuttur.

İç kale, güneyden sarp, kuzeyden eğimli bir kütle üzerine kurulmuştur. Kuzey, doğu ve batıdan kale beden duvarları, burç ve kulelerle tahkim edilmiş, kuzeydoğuya ikinci bir tahkimat yapılmıştır. Kaleye, kuzey tarafta, ortaya yakın bir yerde bulunan giriş burcuna açılmış bir kapı vasıtasıyla girilmektedir. Taç kapı şeklinde düzenlenmiş burcun batı cephesinde kitabe, kör pencere ve aslan kabartmaları belirli bir hareketlilik sağlamaktadır.

Ayrıca orijinal demir kapı kanatları hala işlevini sürdürmektedir. İçerisinde Mahmudi Sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer almaktadır. Bunlar kalenin güney tarafında sıralanmaktadır. En üst ve doğu kesimde seyir köşkü, bunun hemen batısında harem ve en batı uçta da selamlık yer almaktadır.

Mescid, zindan, fırın ve sarnıç iç kalenin diğer yapılarıdır. XIX. yüzyıl ortalarında terkedilmiş olan kale, içerisindeki yapılarıyla günümüze büyük ölçüde sağlam olarak gelmiştir. Bu nedenle bölgenin dikkat çeken sembol yapılarından birisidir.

van bölge gazetesi