Özgüvenli çocuk yetiştirmede ‘sen yaparsın’ demek yeterli mi? 8 yaşındaki minik danışanımdan kolay seviyede resimli bir sudoku yapmasını istemiştim. Kendisine çok güveniyor gibi gözüküyordu. Bana ‘ ben bunu hemen yaparım’ dedi, ayrıca, ‘ben istediğim her şeyi yapabilirim’ diye de ekledi ve yapmaya başladı. Bende onu gözlemlemeye başladım. Aslında onun yaşına uygun bir çalışma vermiştim ama hemen sıkıldı.
‘ Bu çok sıkıcı yapmak istemiyorum.’ dedi.
Ama ‘ sen hani her şeyi yapabiliyordun?’ dercesine gözlerinin içine baktım.
Çalışma kağıdını elinin tersiyle itti, öfkeli bir şekilde, ‘ Ben zaten bunu biliyorum, yapmama gerek yok. Annem benim istersem her şeyi yapabileceğimi söylüyor’ dedi.
Anneyi odaya çağırdığımda durumu anlattığımda anne biraz şaşırdı. ‘ Aslında her şeyi yapabileceğini ben söylüyorum ve kendisine güvenmesini istiyorum’ dedi.
Aslında anne amacına ulaşmıştı. Minik danışanım gerçekten kendisine çok güveniyordu yani özgüveni çok fazla idi ama sağlıklı bir özgüven değildi.
Peki sağlıklı özgüven nedir?
Sağlıklı özgüven, sağlıklı benlik algısıdır. Yani çocuğun kendini olduğu gibi kabul etmesi, kendini olduğundan ne yukarı ne aşağı görmesi, kendisi ile barışık olması, kendini değerli hissetmesidir. Sağlıklı ilişkiler kurması ve bebeklikten itibaren ihtiyaçlarının zamanında karşılanması benlik algısını oluşturan en önemli etkenlerdir.
Minik danışanım kendini olduğundan daha yüksek görüyordu. Annesi ‘ sen her şeyi yapabilirsin’ şeklinde aşırı bir özgüven vererek çocuğunun kendini gerçekçi tanıma ve geliştirme becerisini elinden almıştı, yani çocuk kendini yeterli görmüş öğrenmeye kendini kapatmıştı. Bunun tersi de olabilirdi, anne, ‘ sen hiçbir şey yapamazsın, zaten beceriksizsin’ der, çocukta kendini olduğundan aşağı görürdü, yani yetersiz, değersiz ve yapamama korkusuyla yine yapmak istemezdi. İkisi de sağlıksız özgüvendi…
Şimdi sizlere özgüvenli çocuk yetiştirmenin 6 yolundan bahsedeceğim:
- Çocuğunuzun kendini ifade etmesine müsaade edin. Çocuğunuzu dinleyin. Fikri önemli olmasa da onu duyun. ‘sen bu konuda ne düşünüyorsun’ diye sorun. Fikirleri ve düşünceleri önemsenen çocuklar anne ve babasını da dinlemeyi duymayı öğrenecektir.
- Çocuğunuzun yaşı ve kapasitesi altında veya üstünde beklentiler belirlemeyin. 8 yaşındaki çocuğunuza iştahsız diyerek yemeğini annesinin yediresi gibi yada 3 yaşındaki bir çocuğun üstüne yemek dökmeden yemeğini yemesini beklemek gibi.
- Çocuğunuza sorumluluk verin. Dört yaşını dolduran bir çocuk sorumluluk almaya hazırdır. Kıyafetini ayakkabılarını kendi kendine giyebilir. Onlara verdiğiniz sorumlulukları nasıl yapacaklarını göstermeli yaptıktan sonra da takdir etmelisiniz. ‘ seninle gurur duyuyorum, aferin, bunu ne kadar güzel yaptın’ kelimelerini sıklıkla kullanın. Böylece davranış yerleşecek alışkanlık haline gelecektir.
- Çocuğunuzu cesaretlendirin. Bir şeyi tam yapmasa da gösterdiği çaba ve gayreti tebrik edin. Başarı ve netice odaklı olmayın. Olumlu davranışlarını olumsuz davranışlarından daha çok görün. Olumlu davranışları daha çok görülen çocuklar olumsuzu değiştirme konusunda daha gayretlidir.
- Çocuğunuzu kimse ile kıyaslamayın. Hele kardeşi ile asla… Çünkü bu, kardeş kıskançlığına sebep olacaktır. Her çocuk biriciktir. Onu sadece kendisi ile yarıştırın.
- Çocuğunuzun hatalarını ve başarısızlıklarını kişilikleri ile bağdaştırmayın. ‘ bu yaşadığın olaydan ne öğrendin’ diye sorun. Çocuğunuzu tembel, sorumsuz gibi sıfatlarla nitelendirmeyin. Unutmayın ilerde bu tanımı içselleştirecektir.
Çocuklara her şeyi yapabileceklerini söylemek çocuklarda yol haritası olmayan bir vizyon yaratıyor. Büyük bir hedef koymalarını ima ediyor ama nasıl ulaşacaklarına dair hiçbir bilgi vermiyor.
Aslında bu yol haritasında 3 anahtar var. Çocuklara her şeyi yapabileceklerini söylemek yerine onlara 3 anahtarı öğretin:
ÇABA GÖSTER PRATİK YAP.
SABIRLI OL.
AZİMLİ OL.
Sağlıklı özgüvenli nesiller yetiştirmek ümidiyle… Sağlıkla kalın…