Adana Çukurova Üniversitesi'nden (ÇÜ) Prof. Dr. Yeşim Taşova, maymun çiçeğinin (M-Çiçeği) eski bir hastalık olduğunu belirterek, "M-Çiçeği hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, nadiren belirtisiz enfeksiyon yapması, yakın ve uzun süreli temasla bulaşması, DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve Covid-19'daki gibi yeni varyantların çıkmaması, esas olarak solunum yoluyla bulaşan bir virüs olmaması gibi özelliklerden dolayı Covid-19 benzeri bir büyük salgın yapması beklenmemektedir" dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris'in, maymun çiçeği virüsünün eskisinden daha hızlı yayıldığını ve yüksek ölüm oranına sahip olduğunu açıklaması sonrası Türkiye'de de endişeye yol açan hastalıkla ilgili ÇÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, değerlendirmelerde bulundu.

Hastalık

M-Çiçeği'nin yeni bir hastalık olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Yeşim Taşova, "Maymunlarda 1958'de, insanlarda 1970 yılında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde görülen hastalık, ardından Orta ve Batı Afrika'daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede görüldü. 2022 yılına kadar hastalık zaman zaman Afrika kıtasından enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla diğer kıtalara taşınarak, buralarda az sayıda insanı etkiledi" dedi.

'2023 SONUNA DOĞRU KONTROL ALTINA ALINDI'

2022 yılında Afrika dışında ilk kez yaygınlık kazanıp, Türkiye dahil yaklaşık 100 ülkede tespit edilen hastalık nedeniyle DSÖ'nün 2023'te 'küresel halk sağlığı acil durumu' ilan ettiğini hatırlatan Prof. Dr. Taşova, "Bu sayede ülkelerin sürveyans yapması, savunmasız grupların aşılanması gibi önlemleri alması sağlanarak salgın, 2023 sonuna doğru kontrol altına alındı. Mayıs 2023'te DSÖ tarafından küresel acil durum sonlandırıldı. Ancak tüm dünyada M-Çiçeği olguları az sayıda olmakla birlikte günümüze kadar görülmeye devam etti" diye konuştu.

BİR GÜN ARAYLA ACİL DURUM İLAN ETTİLER

2023'ten itibaren Afrika'da, özellikle Kongo'da olmak üzere daha ağır seyirli enfeksiyon yapabilen alt tipin yol açtığı ciddi bir salgın başladığını anlatan Prof. Dr. Taşova, "Sadece Kongo'da 2024 Ocak'tan itibaren şu ana kadar 15 bin kişi hastalandı, 461 kişi hayatını kaybetti. Ruanda, Burundi ve Uganda gibi komşu ülkelere de yayılım oldu. Bu nedenle Afrika CDC, 13 Ağustos 2024'te, DSÖ'de 14 Ağustos 2024'te M-Çiçeği salgını için yeniden uluslararası halk sağlığı acil durumu ilan etti. Bu ilanın amacı ülkeleri tanı ve tedavi için gerekli önlemleri almaları, kaynak ayırmaları konusunda uyarmak ve böylece salgının kontrol altına alınmasını sağlamaktır" dedi.

'50 YAŞ ÜZERİ KİŞİLER İÇİN KORUYUCULUK DÜZEYİ BİLİNMİYOR'

Genellikle 2-4 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşen hastalığın bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır tablolar oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Taşova, DSÖ'nün maymun çiçeğinden yüzde 85 koruma sağlayacağını bildirdiği, çiçek aşısının 50 yaş üzeri kişiler için koruyuculuk düzeyinin ne oranda devam ettiğinin bilinmediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Taşova, "Afrika'daki ev içi bulaşmaların çiçek aşısı olmuş kişilerde daha az olduğu ve ağır hastalıktan korundukları gözlenmiştir.

Çiçek ve suçiçeğinde görülen cilt lezyonlarına benzer lezyonlar görülmekle birlikte hem lezyonların vücuttaki yerleşimleri hem görüntüleri hem de seyirleri farklıdır. Ayrıca çiçek hastalığı aşı sayesinde yeryüzünden 1980 yılından itibaren silinmiştir. Son 1 ay içinde hastalığın görüldüğü Afrika, Avrupa ülkeleri, ABD gibi ülkelere gitmiş olan kişilerle yakın teması olanlarda hastalık belirtilerinin görülmesi, M-Çiçeği'ni düşündürmelidir" diye konuştu.

MAYMUN ÇİÇEĞİ İLE PANDEMİ İLİŞKİSİ

Pandemiye yol açma olasılığının beklenmediğinin altını çizen Prof. Dr. Taşova, "2023 salgınında tüm grupların etkilenmesi, daha hızlı yayılım olması ve daha yüksek oranda ölüm görülmesi nedenleriyle kaygılar artmıştır. M-Çiçeği hastalığının belirti ve bulgularının belirgin olması, nadiren belirtisiz enfeksiyon yapması, yakın ve uzun süreli temasla bulaşması, DNA virüsü olduğundan daha az mutasyon geçirmesi ve Covid-19'daki gibi yeni varyantların çıkmaması, esas olarak solunum yoluyla bulaşan bir virüs olmaması gibi özelliklerden dolayı Covid-19 benzeri bir büyük salgın yapması beklenmemektedir" dedi.

Kaynak: DHA