Son günlerde kamuoyunu derin bir üzüntü ve infiale sürükleyen Yenidoğan çetesi skandalı, içinde birçok tartışmalı konuyu barındırıyor. Özellikle iddianameye yansıyan "pasif ötenazi" kavramı, bebeklerin ölüm nedenleri arasında dikkat çekici bir yere sahip. Bu tür bir uygulama, bazı durumlarda bir kişinin yaşamını sona erdirmek için pasif bir şekilde müdahale edilmemesi şeklinde tanımlanıyor. Yani, tedavi edilmeyen hastalar, gerektiği gibi desteklenmediğinde, yaşamları sona eriyor. Türkiye'de aktif ötanazi yasal değilken, pasif ötanazi daha karmaşık bir hukuki çerçeveye sahip.
Yenidoğan Çetesi İddianamesinde Pasif Ötenazi Nasıl Yer Aldı?
Yenidoğan çetesinin iddianamesinde, 12 bebeğin ölümüne neden olan olayların detayları açıklandı. Özellikle bebeklerden birinin ölüm nedeni olarak "pasif ötenazi" notu yer aldı. Çetenin, bebekleri doktor müdahalesi olmadan, hemşirelerin yanlış tedavileriyle ve beslenme eksiklikleriyle ölüme terk ettiği belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı uzmanlarının raporlarına göre, bu bebeklerin ölümüne yol açan etkenler arasında beslenme eksikliği, yanlış müdahale ve tedavi gecikmeleri yer alıyor. Bu durum, bebeklerin yaşamlarını sürdürme şanslarının yok sayıldığı anlamına geliyor.
Kamuoyunun Tepkisi Ne Olacak?
Bu olay, hem sağlık sistemindeki eksiklikleri hem de etik konuları yeniden gündeme getirdi. Bebeklerin ölümüne sebep olan bu durum, toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı. İnsanlar, hemşirelerin ve çete üyelerinin bu tür bir uygulamayı nasıl gerçekleştirdiğini sorgularken, hukukun nasıl işleyeceği merak konusu oldu. Pasif ötenazi kavramı, özellikle bebekler söz konusu olduğunda, vicdanları yaralayan bir mesele haline geldi.