İstanbul'da 2010 yılında gözaltına alındıktan sonra intihar eden Onur Yaser Can’ın davasında, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi önemli bir karar aldı. Duruşmada dört polis memuru, "resmi belgeyi yok etme, bozma veya gizleme" suçlaması ile altışar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, işkence suçlamalarıyla ilgili dosya, delillerin yeniden değerlendirilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Bu durum, Can ailesinin adalet arayışında yeni bir sürecin başlangıcını simgeliyor.
Ezgi Sevgi Can'dan Kararlı Açıklamalar
Kararın ardından Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can, basın mensuplarına yaptığı açıklamada mücadelenin henüz sona ermediğini vurguladı. "Resmi belgede sahtecilik ve işkence iddialarıyla ilgili temyize gideceğiz," diyen Ezgi Sevgi Can, ailesinin adalet arayışının devam edeceğini belirtti. Bu açıklama, ailenin hukuki süreçteki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi ve adaletin sağlanması konusundaki inançlarını pekiştirdi.
Onur Yaser Can'ın Trajik Hikayesi
28 yaşındaki Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde esrar satın aldığı iddiasıyla Narkotik Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alındı. Ailesi ve avukatları, Can’a gözaltı sürecinde haber verilmediğini ve ifadesi alınırken yanında avukat bulundurulmadığını dile getiriyor. Onur Yaser Can’ın nezarette çıplak arama ve işkenceye maruz kaldığı iddiaları, ailesi tarafından sürekli olarak dile getirildi. Can, yaşadığı travmanın ardından 23 Haziran 2010'da, yaşadığı apartman dairesinden atlayarak intihar etti ve ölümünden sonra ailesi, gözaltındaki kötü muameleyi belgeleyen notlar buldu.
Yıllar Süren Adalet Mücadelesi
Onur Yaser Can’ın ailesi, bu trajik olayın ardından polisler hakkında suç duyurusunda bulundu, ancak Cumhuriyet Başsavcılığı işkence suçlamalarıyla ilgili takipsizlik kararı verdi. Ailenin hukuki mücadelesi yıllar içinde devam etti ve 2014 yılında Onur Yaser Can’ın annesi Hatice Can da intihar etti. Baba Mevlüt Can ise 2019’da sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti. Yargıtay’ın kararı bozmasının ardından, iki polis memuru altı yıl beş ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak dava süreci yeni suçlamalar ve itirazlarla karmaşık bir hale geldi.
Ezgi Sevgi Can'dan Adalet Talebi
Ezgi Sevgi Can, mahkeme kararının ardından yaptığı açıklamada, cezaların indirim yapılmaksızın verilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu ancak evrakta sahtecilik suçunun ayrı değerlendirilmesine tepki gösterdi. "Sahtecilik olmadan evrakın bozulması mümkün değil," diyen Can, hukukun ihlal edildiğini belirtti. "İki suçu birbirinden ayırmak, bir polisi korumanın işareti," diyerek adaletin tam anlamıyla sağlanmadığını ifade etti. Ezgi Sevgi Can, mücadelenin devam edeceğini ve işkence iddialarıyla ilgili temyize gideceklerini belirtti.