Geçmiş dönemlerde yaşanan kuraklık tehlikesinin, son dönemlerde alınan yağışla son bulmayacağını belirten Akkuş, yağışın az olacağı dönemlerin ilerleyen yıllarda tekrar görüleceğini söyledi.
Van Gölü'nün Türkiye'nin en büyük iç su balık stokunu barındırdığı söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, "Van Gölü bildiğimiz üzere ülkemizin en büyük iç su balıkları stokunu barındırıyor. Van Gölü'nde yaşayan endemik bir tür olan inci kefalleri yaşamlarını her ne kadar Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularında geçirse de, köken olarak tatlı su balığı. Dolayısıyla üreme dönemi olan nisan ve mayıs aylarında üremek için sürüler halinde Van Gölü'ne dökülen dereler ve akarsulara göç ediyor. İşte bu noktada Van Gölü'ne dökülen akarsular sadece bir akarsu olmanın ötesinde daha büyük anlamlar taşıyor." dedi.
"SUYU YÖNETEMEDİK"
Mevcut su potansiyelini yönetememekten yakınan Akkuş, "Maalesef son üç yıldır inci kefalleri sağlıklı bir üreme gerçekleştiremedi, çünkü suyu yönetemedik, akarsularımızda su kalmadı. Özellikle Van Gölü'nün kuzey tarafından göle dökülen en büyük akarsulardan biri olan ve Çaldıran İlçesi sınırlarından doğarak Van Gölü'ne dökülen Bendimahi Çayı maalesef gölle buluşamadı. Çünkü akarsuyun gölden itibaren 23'üncü kilometresinde yer alan Devlet Su İşlerine ait sulama regülatörü aracılığıyla deredeki bütün su, tarımsal sulama için kesildi. Hal böyle olunca maalesef inci kefalinin üreme süreci büyük bir sekteye uğramış oldu." şeklinde konuştu.
“YAĞIŞLARIN ÜREMEYE ETKİSİ OLACAK”
Van'ın son 21 yılın en yüksek yağış miktarını aldığını da göz önünde bulundurarak konuşan Akkuş, bu yıl yaşanan yoğun yağışın ve akarsulardaki debi artışının inci kefalinin üremesine olacak etkisini, "Bu miktardaki yağışın inci kefali neslinin sürmesine büyük etkisi olacak. Fakat biz o etkiyi 3-4 sene sonra göreceğiz. Çünkü akarsulardaki doğan yavrular ancak, doğdukları derelere 3 yıl sonra stoka katılacaklar sonra gelecekler." sözleriyle açıkladı.
Akkuş, "Kurak geçen bunca yılın ardından ilk kez bu sene kar ve yağmur yağışının bol olmasına bağlı olarak, sularımız yüksek. Yani, bugün hangi akarsuya giderseniz gidin akarsu debilerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Fakat şu noktayı bilmeliyiz, kuraklık bir sonuç, kuraklığı ortaya çıkartan etmenler var. Küresel iklim değişimi bu etmenlerden sadece biri. Yani, siz hala su yönetiminde balığı dikkate almıyorsanız, hala çok su isteyen bitkileri ekmekte ısrar ediyorsanız, vahşi sulamaya devam ediyorsanız, sulama kanallarınız eskiyse, suyunuz ne kadar bol olursa olsun kuraklığı yaşayacaksınız. Dolayısıyla temel sorun bizim suyu yönetemememizde.
Evet, bu sene kar yağışı oldu, yağmur yağışı oldu ve derelerin debilerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Fakat, önümüzdeki sene ne olacağı belirsiz ve muhtemelen yine yağışın çok çok az olduğu dönemleri göreceğimiz yıllar bizleri bekliyor. Bu yüzden su yönetimini uygulamamız ve su yönetimi politikamızın olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
İÇ SULARDAN ELDE EDİLEN BALIKLARIN 3'TE 1'İNİ İNCİ KEFALİ OLUŞTURUYOR...
Su yönetiminin, olması gerektiği gibi yürütülmüyor olmasının inci kefali türünün üreme sürecini sekteye uğrattığını belirten Akkuş, bu konuda siyasi isimlerin yeterince çaba göstermediğini vurguladı. Balıkların üreme bölgesi olan akarsuların son yıllarda tamamen tarım alanlarının sulamasına ayrıldığını belirten Akkuş, "Tabii burada şöyle bir durum ortaya çıkıyor, yaz aylarında gölde inci kefali akarsulara girdiğinde bir tarafta suya ihtiyaç olan, diğer tarafta ise üremek için suya ihtiyaç duyan balıklar. Çiftçilerin sesi gür çıkıyor, siyasiler için de çiftçiler önemli çünkü oyları var. Fakat balıkların ne sesi çıkıyor ne de sandıkta oy kullanıyorlar. Hal böyle olunca balıkların diğer insanlara karşı hiçbir şansı kalmıyor." dedi.
Tatlı su balığı üzerine kurulu olan pazarın büyük oranda inci kefali türü üzerine kurulu olduğu yönünde konuşan Akkuş, "Fakat şunun altını çizmemiz lazım; bugün Türkiye'deki iç sulardan avcılık yoluyla elde edilen toplam ürünün tek başına 3'te 1'lik kısmını inci kefali oluşturuyor. Bölgedeki 20 bine yakın insanın geçim kaynağını inci kefali oluşturuyor. Eğer meseleye bu yönden bakarsak, inci kefalinin önümüzdeki günlerde daha da ekonomik ve ekolojik olarak büyük bir değer olacağını görürüz." diyerek sözlerini sonlandırdı.