KONGREYE DOĞRU MHP
Dünya yeni bir yapılanma sürecine girdi.
Belçika’da volanlarla elementlerin ayrılma isteği, İskoçya’nın Büyük Britanya’dan (İngiltere’den) ayrılıp bağımsızlık için 2014 yılında referandum kararı alması milliyetçi bir talep olarak değerlendirilebilir.
Avrupa birliği ise Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra orta Avrupa ülkelerinin birliğe dahil edilmesiyle, özellikle Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarının serbest dolaşım hakkından faydalanarak gittikleri diğer batı Avrupa ülkelerinde gerek kültürel adaptasyon, gerekse ekonomik sebeplerden batı Avrupa ülkelerinde ciddi itiraz sesleri yükselmesine sebep oldu. Özellikle Hollanda bu göçlere karşı önlem alma girişimleri düşünmeye başladı. Bu çoğunluğu ekonomik gibi gözükse de milli itirazlar avrupa birliğinin başını ağrıtırken İspanya ve Yunanistan da baş gösteren ekonomik kriz Avrupa birliğini çıkış yolu aramaya zorladı.
Avrupa Birliği’nde bunlar olurken dağılan Sovyet ülkelerinden Ukrayna ve Gürcistan da yapılan seçimlerde Rusya’nın desteklediği adayların kazanması doğu Avrupa ve Kafkasya’da Rusya’nın tekrar etkinliğini artırdığını gösterdi.
ABD’nin kendi seçim telaşı yüzünden Avrupa da bu olup bitenle fazla ilgilendiği söylenemez.
Etrafımızda bunlar olurken iktidar partisi AKP yaptığı kongrede kendisine yeni bir hedef koyup yüzünü Ortadoğu’ya çevirdiğini ilan etti.
Kongreden sonra hükümete iletilen AB ilerleme raporunu tanımadıklarını ilan edip çöpe atmaları kongrede ortaya koyduğu yeni vizyonunu pekiştirdi.
Ümmetçi söylemle Ortadoğu (İslam ülkeleri) liderliğini hedef seçen başbakanı hem bölgede hem de ülkede etkinliğini ve gücünü arttırabilmek için PKK terörüyle mücadele etmesinden dolayı bazı aydınlarımız tarafından başbakanı milliyetçiliğe sarıldığını iddia ederek, milliyetçiliği hem terör sorununun çözümünde bir engel gibi göstermeye çalışmakta, hem de terör olmasa milliyetçilikte olmaz tavrıyla milliyetçiliği kısırlaştırmaya çalışmaktadırlar.
Bütün bunlara çıkış yolunu milliyetçiliğin vizyonunu anlatmak milliyetçi parti olan MHP ye düşmektedir
Bugüne kadar ne mevcut genel merkezde ne de kongrede adaylığını ilan edenlerden bu konuyla tek bir açıklamama gelmemesi, bir proje veya söylem üretilmemesi Milliyetçiliği karamsarlığa itmektedir.
Oysa bu gri zeminde etramızda gelişen bu olaylar karşında söylem geliştirerek yeni bir aydınlık ufuk açarak milliyetçilerin tekrar toparlanması sağlanmalıdır.
Avrupa birliği kendi sıkıntısıyla uğraşırken, ülkede yüzünü Ortadoğu’ya çeviren bir hükümet varken, MHP yüzünü TÜRK dünyasına dönmeli, 1992’de yapılan ilk TÜRK DÜNYASI kurultayındaki heyecanı tekrar yakalayarak Türk Birliğini kendisine hedef koymalıdır.
Böylece hem Türkiye’de milliyetçileri toparlamada, hem de başkalarının kısırlaştırarak tarif etmeye çalıştığı TÜRK milliyetçiliği tarifini özüne uygun şekilde ortaya koymuş olur.