Hepimiz Şiddete Eğilimli Birer Bireyiz

Abone Ol

Hepimiz Şiddete Eğilimli Birer Bireyiz
                        Şiddeti ŞİDDETLE kınıyoruz

Evet şiddetin her türlüsüne ŞİDDETLE karşıyız. Günümüzde en çok kadına şiddet, çocuğa şiddet ve sokaklarda şiddet, maça gidiyoruz  yine şiddet, trafikte bir korna sesi ve şiddet, ŞİDDET evde okulda hastanelerde her yerde gittikçe artmakta. Bu şiddet olaylarının artması tabii ki toplumu ve yönetimi çok rahatsız etmekle birlikte sadece kınamalar ve olan olayın üzerine her türlü kesimden kişinin  uzun konuşmalar yapması ile sınırlı kalıyor..

İstanbul’da Ankara da oturup yüksek cam kulelerinden bakarak aydın kesim diye nitelendiğimiz kesim bu konuda oldukça duyarlı bir şekilde şiddet senaryolarının son bulmasını temenni ettiklerini sürekli dile getiriyorlar.

Cam kulelerden bakıldığında alçakta kalan ve gözükmesi mümkün olmayan müstakil evler var ya işte o evlerde sizinle aynı tellerden çalmayan çok insan var. Siz Tv programların da gazete köşelerinizde hani ahkam kesiyorsunuz ya işte o bir çok kesime ulaşmıyor. Amacı dışında çalıp söylüyorsunuz. hani bilin istedim, Son model arabalarınıza binip en elit kuaförde saç ve cilt bakımızı yaptırıp en yeni trend marka kıyafetleri giyip bol oyunlu bir tv programında verdiğiniz vaaz işe yaramıyor. Bilin istedim kendisini bir çok konuda bilgili sanan yazan ve çizen kesimin bir çoğuna sözüm, elinizde o kadar imkan var iken sorun ve çözüm konusunda somut  önerileriniz yok. Muhalefet partisi gibi sürekli eleştiri pozisyonundasınız. Bunu da bilin isterim..

Naçizane önerilerim; Toplumun her kademesine inilmeli her kesimin sorunları bilinmeli. Bence çocukların ilk okul yaşları aşağıya çekilip anaokulu şart olacağına o bütçe ile analar ve babalar okutulmalı. Evet farkındayız ki toplumumuzda bir problem var. Bu konuyu çözmek için neden somut adımlar atılmıyor. Örneğin her evlenecek çift mutlaka belirli bir danışmalık hizmeti almalı. Bu her mahallede rahatlıkla yapılabilir her okulun konferans salonu bunun için uygun yani bütçenin çok yüksek olması gerekmiyor. Mutlaka evli çiftlere özellerde indirim uygulanarak ve ya yönetimin belirlediği kliniklerde belirli periyotlarda danışmanlık hizmeti verilmeli. Acilen tv programlarına ve özellikle  dizilere müdahale edilmeli. Brezilya tarzı dizilerde ayakları yere basmayan bir aile yapısı ve ne yaptığı belli olmayan gençliğe özendirmeler işleniyor, bu diziler gerçek toplum hikayesini içerecek şekilde olmalı. Okullarda çocuklara ve gençlere REHBER öğretmenlerin gerçekten rehberlik yapması gerekmekte. Asgari ücret en azından açlık sınırın üstünde olmalı. Bir çok maddi sıkıntı yaşayan aile bireyleri en küçük olayda cinnet getirmekte ve bir çok cana mal olmakta.

Bir çok yaşanan şiddet olaylarının her geçen gün arttığını gördükçe içim kan ağlıyor. Bu konuda yapılmayanları görmedikçe daha fazla üzülüyorum. Her üzerine düşen üzerine düşeni yapmalı bende dedim belki yoğunlardır bu gibi tedbirler akıllarına gelmiyordur. söyleyelim de bilsinler istedim..

Her hangi bir Suçu sadece duyurmak ve ayıplamak, o suçun işlenme oranını düşürmüyor.Bu konuda atılacak sağlam adımlar gerekli cezai yaptırımlar ve toplumun bilincini arttıracak uygulamalar ile yakın bir tarihte en aza indirgenebilir.

Örneğin; üç yaşına gelmiş bir çocuk kış mevsiminde dondurma diye tutturursa anne ona sadece hayır diyor ise bu çocuğun ağlamasına neden olacak. Aradan bir vakit geçince yine isteyecek bu defa Anne daha fazla kızacak çocuk daha fazla ağlayacak. Belki bir daha ki ısrarında  çocuk bir tokat bile yiyecek ama dondurma isteği hep aklında kalacak dondurma istedim ama annem almadı diyecek. Oysa anne dondurma mevsiminin olmadığını usulünce anlatsa, ”havalar ısınacak kısa kollularımızı giyeceğiz işte o zaman hep birlikte dondurma yiyeceğiz” dese sorun olmayacak. İşte alınacak tedbirler ve verilecek eğitimler ile hem çocuk dondurmanın kışın yenmeyeceğini öğrenecek hem de anne onun zararını çocuğa anlatma yöntemini..

Bir okur bir yazar bir anne bir öğrenci ve bir birey olarak belki benim aklıma gelenler bunlar. İçim yanıyor ve sokaklarda kadın cesetleri görmek istemiyorum. İçim yanıyor ve hastanelerde ailelerinden şiddet gören masum çocukları görmek istemiyorum. İçim yanıyor ve su gibi gençlerimizi sokak çatışmalarında görmek istemiyorum. İstememek benim hakkım, Bunları göstermemekte yönetimin görevi.

Hatırlatmadır… 

FİLİZ YILDIRICI