Sabahın erken saatleri havada keşif bir koku

Halepçe için kesinkes bir devrin sonu

Sokaklarda dolaşıyor kimyasal gazlar

Çoluk çocuk demeden ayrılıyor bedenlerden ruhlar

Bir mart günü yaptı katliamı soykırımın mümessili

Garbin tabiriyle onun adı Kimyasal Ali

M. Emin Cengiz.

 16 Mart 1988 de Kürtler Halepçe şehrinde kimyasalla katledilirken,dünya sesiz suskundu.Kendi iç sorunu denilerek, bu katliam görmezlikten, duymazlıktan gelindi. KürtHawarı sağır kulakları, taşlamış yürekleri parçaladıktan sonra, o zaman bu katliamda edilir oldu. Katliam öyle beşeydi, güç otorite olma savaşında, isyancı kürde ders vermek, İran’la ilişkilendirilip, benim düşmanımla nasıl bir olur, benim Kürdistanımda nasıl isyana kalkarsın hesap soruculuğuyla gerçekleşendi. Yapılandı. KDP YNK o dönemde keklik soyu misali birbirini düşman tuzağına çeken, avlamada lanetli işbirlikçi konum içindeydiler. Saddam da buna istifaden Enfal, Halepçe’yi Kürde yaşatmakta sakınca görmemekteydi. Sömürgecilerin gerekçesi hep aynıdır. Değişmez. Saddam ben Halepçe’yi yapmak istemedi Talabani beni zorladı. Peşmergeleriyle İran ordusuylabir oldu, Halepçe’ye girdi,ben bunun üzerine Halepçe’ye kimyasal attım demekteydi. Roboskili çocuklara bomba yağdırdım gerekçesine ne çok benziyor değil mi? Tayipte yahuonlar kaçak işi yapıyorlardı, yapmasaydılar, yanlışlık olmaz, bomba atılmamış olurdu diyerek, suç benzerliğiyle ne çok Saddam ‘mı andırmaktadır! Sömürgecilerin Kürde yaklaşımı aynıdır. Değişmez. Kürde ölümü reva görmek hak görülendir.Kimyasal Ali 3 MİNG uçağını gönderip,Halepçe üzerine kimyasalbırakırken, Türk genel Kurmay başkanı Necdet ÖzeldeKimyasal Ali gibi kaçakçıya çıkarılmış kürde bomba yağdırmaktan sakınca görmemekteydi. Ha Beş bin Halepçe’li kürdün yok edilişi. Ha Roboski! Sömürgeciler Kürdün direnişini, isyanını hep HAİN bir kalkışma sayar, öldürmeyi hak görmektedir. HAİN kelimesi kürdün kanlı elbise markasıdır.Peki, bu durum, nereye, ne zamana kadar devam eder/edecek?Esas sorulması gereken soru budur.Bu soruya doğru yanıt verilmedikçe, bu kanlı elbise hep kürde giydirilmek istenecektir.Direnen Kürt HAİN nitelendirildikçe, HAİNİN ölümü katli vecittir denilecek, öldürülmeye devam edilecektir.Halepçe’de ne mermi sıkıldı,ne mevzi savaşı verildi.Ne kapı pencere kırıldı, ne duvar şehir yıkıldı.Püskürtülen kimyasal insanları bulduğu anda yakaladı, ölüm uykusuna sürükledi. Japon bilim adamın deyimiyle Hiroşima Nagazaki’den daha ağır bir sonulu yaşattılar.Beşbin insanı fareyizehirletir gibi öldürdüler. Ama o dönemin egemen güçleri olanSovyet sosyalisti, Avrupası, ABD si sessiz kalarak, buna onay veren oldular. Bir nevi bu katliama, ortak oldular. En büyük trajedi( arta kalan)7 bin yaralı insana yaşatıldı.Halepçe de göçertilerek, Katil olan sömürgeci ülkelere sığınan durma getirildiler. Buna göz yumaklaacılarına acı katılar. Acı yaşattılar. 26 yıl geçmesine rağmen,hala doğuş yapan her canlıkimyasalla doğuşunugerçekleştirmekte, lekeli ölümüyle Halepçe’yi hatırlatır olmaktadırlar.Halepçe unutulmamalı deniliyor. Peki nasıl? Nasılı kolaydır.Nasılı Kürt parçalanmışlığı aşmak, Kürt birliği sağlamaktan geçiyor. Kürt birliği sağlanmadıkça, ne Halepçe doğru dürüst hatırlanır, ne intikamı alınmış olur. Kürt birliği gerçekleşmedikçe, Halepçe ve Halepçe benzeri acılarhep derin bir irinle boy verir, kendini hatırlatmış olur.

Tarihi doğru okumak gerek! Lanetliyoruz demekle bir katliamın öz sebepleri ortadan kalkmıyor. KDP YNK Halepçe’yle ilgili hala doğru dürüst bir özeleştiri vermiş değil. Kürt birliği,Kürdistan birliği üzerine adım atmamaları buna örnektir.  Cenevre 2 toplantısına karşı KDP tutumu haincedır. Rojava devrimine karşı tutumu düşmancadır. Kürt Konferansına engel olması da, ilkel milliyetçi karakterindendir. Kürtlerin kendi iç çatışması Halepçe’yidoğuran sonuçtur. İç çatışık durumları olmasaydı. Saddam değil, hiçbir güç Halepçe ve Enfalli yaşatmaya cesaret edemezdi. Halepçe katliamını yapan Saddam’sa, Zemin olanda Kürdün kendi iç çatışık lığı, düşmanımın düşmanı, dostumdur ilkel Kürt siyasetidir. Bu eleştiri yapılmasa, Halepçe doğru kavranılmamış olur ve beş bin insan ruhu incinmiş olacaktır.

 Halepçe olmasın diyorsak, Kürt birliği,halkaların birliğini öne çıkarmak esas yaklaşım olmalıdır. 1991 den bu yana ABD BOP siyasetiyle halkları savaştırarak, kendini bu coğrafyada hâkim kılmak istiyor. Bu hâkimiyet karşısında Ortadoğu’dademokratik uluslar birliğini savunmak elzemdir. Rojava bu birliğe örnektir. Ekonomik, ilkel milliyetçi, mezhep, dinici iktidar hesaplarıyla Kürtlerin Araplarla,Arapların Alevi,suni çatışması halklara yarar getirmeyecektir. Son iki yüzyıl ulus-devlet siyaseti halkları yeteri kadar birbirine kırdırdı. Artık buna yeter demek gerek. Halepçekatliamın özeleştirisi burada başlamalı,kardeşlik buluşması bu özeleştiri üzerinde gelişmelidir. Bunun üzerine yapılmayan öz eleştiri, daha çok Halepçe, Qamışlo, Roboski,Zilan, Gaziyi bizlere yaşattırmaya devam ettirecektir. Bu bilinçle başta Halepçe olmak üzere, tüm insanlık katliamları lanetliyor. Halepçe şehitlerini saygı minnetle anıyorum.

Bımerekölleti. An azadi an azadi!

 

Hasan Akbaba

Umkirch-Almanya

16 Mart 2014