"Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu hakikat kriziyle yüzleşmek namına çok ciddi bir gayret sarf ediyoruz"

Irkçılığın, İslam düşmanlığının, yabancı karşıtlığının Batı dünyası başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde giderek yükselişe geçtiğini ifade eden Altun, şunları söyledi:

İçinde yaşadığımız dünya hakikatin krize girdiği, hakikat krizine şahitlik eden bir dünyadır. Yeni medya teknolojileriyle ve bu teknolojileri yöneten kötücül aktörlerin marifetiyle ne yazık ki yalan sıradanlaşmış, gerçek ve hakikatin önüne geçmiştir.

Ve Türkiye olarak biz bu dezenformasyona, yalan bombardımanına dünyada en çok maruz kalan ülkelerden biriyiz. Fakat sadece biz değil, bütün dünya toplumları bugün itibarıyla adına hakikat krizi dediğimiz bir krize maruz kalacak şekilde bir yeni gerçeklikle mücadele ediyor.

Burada maalesef yalanlar gerçekten çok daha hızlı bir şekilde yayılmakta ve bu, bireylerin haklarını, milletlerin güvenliklerini tehdit etmektedir. O nedenle biz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bu hakikat kriziyle yüzleşmek namına çok ciddi bir gayret sarf ediyoruz.

"Türkiye, iddia sahibi bir ülke olarak kendisine çizilen rolü oynamayı reddetmiş, kendi ad ve hesabına hareket etmiştir"

Türkiye’nin son 20 yıllık mücadelesinin dünya tarafından yutulmama, dünyada ayakta kalma mücadelesi olduğunu kaydeden Altun, şöyle dedi:

Türkiye, iddia sahibi bir ülke olarak kendisine çizilen rolü oynamayı reddetmiş, kendi ad ve hesabına hareket etmiştir. Son 20-21 yıl bu anlamda çok ciddi zorluklarla, meydan okumalarla geçmiştir. Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası statükoya meydan okumuş ve bu uluslararası statüko yerine küresel adaletin tesis edileceği bir dünya nizamı kurmak için gayret etmiştir.

"Batılı sömürge sistemi vardır"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür. Daha adil bir dünya mümkündür" çağrısının esas itibarıyla mevcut küresel adaletsizliğe karşı bir direniş çağrısı olduğunu ifade eden Altun, şunları söyledi:

Bugün bir küresel adaletsizlik ortamı içindeyiz ve bu ortamın merkezinde Batılı sömürge sistemi vardır. Türkiye, bu Batılı sömürge sistemine karşı ayan beyan mücadele eden ve bu mücadeleyi de kurumsallaştıran bir ülke konumundadır. Bu yönüyle de dünya mazlumlarının umududur.

Ne yazık ki bu küresel adaletsizlik bir yandan da bu Batılı sömürge sistemiyle işbirliğini kabul etmiş Batıcı elitlerin gayretleriyle de ayakta durmaktadır. Cumhurbaşkanımız, siyasi mücadelesinde hem bu Batılı sömürge sistemiyle hem de o sistemle işbirliği halindeki Batıcı elitlerle mücadele etmiştir.

Bu mücadelede milletin desteğiyle, milletin dirayetiyle başarı elde etmiştir. 'Erdoğan siyaseti nedir?' diye soracak olursanız, ben açık ve net bir şekilde 'Batıcı, Batılı bağımlılık sistemine, düzenine karşı direniştir' derim.

Fahrettin Altun: Türkiye bugün istikrarlaştırıcı bir küresel aktördürFahrettin Altun
"Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmaya, önünü kesmeye çalıştılar"

Altun, son 21 yıllık süreçte demokratikleşme hamleleri ve vesayetin tasfiye edilmesiyle Türkiye'nin bu bağımlılık sisteminin dışına çıkarıldığını söyledi.

Uzun yıllar Batı'nın önüne koyduğu reçetelerle hareket eden Türkiye'nin bir noktadan itibaren artık IMF’nin, uluslararası örgütlerin önüne koyduğu reçeteleri reddetmesi karşısında Batıcı bağımlılık, sömürge sisteminin elbette Türkiye’ye 'Yolun açık' demeyeceğini kaydeden Altun, şöyle dedi:

Onun yerine çeşitli yol ve yöntemlerle Türkiye’nin yürüyüşünü durdurmaya, önünü kesmeye çalıştılar, hepimiz şahitlik ettik. Sadece son 10 yıla dönüp bakarsanız, bu yönde türlü türlü yöntemlerle gerçekten Türkiye siyasetine müdahale gayretleri olduğunu görürüz. Bu müdahaleler dış kaynaklı müdahalelerdir, dış kaynaklı ve içeriden unsurların kullanılmasıyla hayata geçirilen müdahalelerdir.

"Güçlü siyasal liderlik bugünün belirsizliklerle dolu çağında en önemli imkandır"

Dünya siyaset sahnesine bakıldığında, bu küresel ortamda bir ülkenin sahip olabileceği en önemli imkanın güçlü siyasal liderlik olduğunu vurgulayan Altun, şunları ifade etti:

Cumhurbaşkanımızın bu anlamda varlığı Türkiye'nin uluslararası alanda en önemli imkanlarından bir tanesidir. Bugün Batı'da açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse bir liderlik krizi olduğu bütün siyaset bilimcilerinin tespit ettiği bir gerçektir. Bugün Türkiye, güçlü siyasal liderliğiyle pozitif ayrışan bir ülke konumundadır.

Eğer Türkiye bu siyasal istikrara ve bu güçlü siyasal liderliğe sahip olmamış olsaydı, son dönemde küresel alanda yaşanan pandemi krizi, savaşlar ve benzeri krizler nedeniyle çok ağır maliyetler ödeyebilirdi.

"Türkiye Yüzyılı bu mücadelenin vizyon projesidir"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, konuşmasına şöyle devam etti:

Yine bu uluslararası konjonktürde, bugünün uluslararası ortamında bir ülkenin tarihsel derinliği o ülke için çok ciddi bir kazanımdır. Ve tabii ki o tarihle aranızda doğru bir bağ kurarsanız ve tabii ki o tarihe sırt çevirmezseniz. Türkiye bugün o tarihsel derinliğinin farkında ve o tarihsel birikimiyle, o tarihsel zenginliğiyle beraber o hafızasıyla uluslararası alanda varlık göstermektedir.

Yine bugün bir ülke için uluslararası alandaki en önemli imkanlardan bir tanesi beşeri sermayedir. Türkiye bugün bu dört imkana da sahiptir. Bizler devlet-millet birlikteliğiyle, özveriyle, gayretle ülkemizi bu imkanları kullanarak daha da büyüteceğiz, daha da müreffeh, daha da güçlü bir hale getireceğiz.

Yürütülen dezenformasyonlar, yine dış güdümlü kara propagandalar asla bizleri yıldırmasın. Zira yürüttüğümüz bu mücadele kutlu bir mücadeledir. Yürüttüğümüz bu mücadele esas itibarıyla tarihsel misyonumuzu icra ettiğimiz bir mücadeledir. Haklı bir mücadeledir ve halkımızın desteğiyle yürütülen bir mücadeledir. Türkiye Yüzyılı bu mücadelenin vizyon projesidir.

Bu anlamda Türkiye’nin teknolojik atılımları, dış politika atılımları, kültürel atılımları, ulaşımdan sağlığa birçok alandaki atılımları yine demokratikleşme, insani diplomasi alanındaki atılımları bu bağlamda önemli sermayeleridir. Ve bu çerçevede inşallah daha müreffeh, daha güçlü, daha büyük bir Türkiye için, yeşil ve dijital kalkınma için, özgün modellik gayretimizi sürdürmek için, küresel adalet mücadelemize devam etmek için gayret göstereceğiz.

"Cumhurbaşkanımız küresel adalet krizini çözmek için gayret etmektedir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesaisine bu gözle bakılması gerektiğini aktaran Altun, şunları söyledi:

Sayın Cumhurbaşkanımız hem ulusal alanda hem uluslararası alanda gerçek anlamda bu gayretle hem Türkiye’yi büyütmek hem de Türkiye’nin küresel alandaki etkinliğini artırmak ve aynı zamanda da küresel adalet krizini çözmek için gayret etmektedir.

Bu, Türkiye’nin aynı zamanda gururudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın mücadelesi Türkiye’nin haklı mücadelesidir. Ve bu mücadele başarılı oldukça gerçekten dünya mazlumları sevinmektedir.

Fahrettin Altun: Türkiye bugün istikrarlaştırıcı bir küresel aktördürFahrettin Altun
Yeni açılan kütüphaneye anlamlı hediye

Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapılarak, Nevmekan Kuzguncuk'un açılışı gerçekleştirildi. Altun, daha sonra Nevmekan'ı gezip, içeride sergilenen eserler hakkında bilgi aldı.

Bu arada Altun, kütüphanenin açılışı dolayısıyla şahsi kütüphanesinden Şeyhülislam Ahmet Arif Hikmet Bey'e ait iki önemli eseri getirdiğini kaydetti.

Altun, "Bir tanesi divanı, Arif Hikmet Bey'in Arapça, Türkçe ve Farsça şiirlerini ihtiva eden çok kıymetli bir eser. Diğeri El-Ahkamü'l-Mer'iyye fi Arazi'l- Emiriyye. Bu eser de aynı şekilde kütüphanemizin önemli eserlerinden olacaktır diye ümit ediyorum." dedi.

Fahrettin Altun, daha sonra bu kitapları kütüphaneye konulması için Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen'e teslim etti.

Ensonhaber

Editör: Mehmet Salih Giyci