Dinozor kemiklerinin yaşını "şıp" diye belirleyebilmek için kullanılan bilimsel teknikler gerçekten şaşırtıcı.
En yaygın kullanılan yöntemlerden biri radyometrik tarihleme. Bu yöntem, izotopların özelliklerine dayanır. İzotoplar, aynı elementin proton sayısı aynı fakat nötron sayısı farklı olan varyantlarıdır. Atomlar, eşit sayıda proton ve nötron içerebilir. Ancak nötron sayısı fazla veya az olduğunda, atom kararsız hâle gelir ve daha kararlı bir duruma ulaşana kadar parçacıklarını atar. Bu süreç, radyoaktif bir saat gibi işler ve kararsız izotoplar zamanla kararlı izotoplara dönüşür. Bir izotopun yarı ömrü, ebeveyn atomların yarısının kız atomlara dönüşmesi için geçen süreyi ifade eder. Bilim insanları, ebeveyn ve kız atomlarının sayısını ölçmek için kütle spektrometresi adlı bir cihaz kullanır. Ebeveyn izotopların sayısı ne kadar fazlaysa ve kız izotopların sayısı ne kadar azsa, örnek o kadar gençtir.
Ancak dinozor kemikleri için bu yöntemlerin kullanılması bazı zorlukları beraberinde getirir. Örneğin, karbon-14 tarihlemesi sadece 50.000 yıldan daha genç örnekler için etkili olurken, dinozor kemikleri milyonlarca yıl yaşındadır. Bu yüzden daha uzun yarı ömre sahip izotoplar kullanılarak kemiklerin yaşını belirlemek mümkün olur.
Bu bilimsel yöntemler sayesinde, dinozor kemiklerinin yaşını "şıp" diye belirlemek artık mümkün hale geliyor. Bu da bilimin, geçmişin sırlarını günümüze taşıyabilme gücünü gösteriyor.