Van’da yüksek turizm potansiyeli barındıran destinasyonların verimli şekilde kullanılamadığını anlatan Dernek Başkanı Çetin Demirhan, “Van turizmi Akdamar Adasıyla Van Kalesi arasına sıkıştırılmış durumda. Oysa bu söz konusu altmış destinasyonun çok küçük bir kısmı turizme kazandırılmış diyebiliyoruz.” şeklinde konuştu. 

Çeti̇n Demi̇rhan A

“TURLAR DAR BİR ALANI KAPSIYOR”

Van’a dair düzenlenen turların çok dar bir alanı kapsadığını ve bu durumun Van’ın tanıtımına büyük oranda ket vurduğunu belirten Demirhan, “Rehberler turistleri getirip Akdamar Adası’nı gezdirip sonraki günün sabahı Tatvan’a götürüyorlar. Oysa biz gelen turisti burada tutabilmeliyiz ve Van’ın turistleri daha uzun süre burada tutabilecek potansiyeli fazlasıyla mevcut. Van’a aralıklı şekilde özellikle yerli turist yoğunluklu kültür turları düzenleniyor.

Bu turlar hem sayı bakımından hem de içerik bakımından oldukça yetersiz. Söz konusu turların Van özelindeki uğrak yerleri Akdamar Adası ve Muradiye Şelalesinden ibaret. Pazarlama biçimimizin de son derece verimsiz olduğunu düşünüyorum. İranlılar sırf bu yüzden bile Azerbaycan’a yöneldi. Biz baltayı kendi ayağımıza vurduk. Kaldı ki bu konuda kendimizi yalnızca İran ile sınırlandırmamalıyız.” sözleriyle yalnızca İran’a bağımlı bir turizm anlayışının Van’ın turizminin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu ifade etti.

“40 YIL ÖNCE AVRUPA’DAN TURİSTLER GELİP KAMP KURUYORLARDI”

Demirhan, “Hâlbuki ortalama 40 yıl öncesinde Avrupa’dan insanlar gelip Gevaş’ta kamp kurarak kültür gezileri düzenliyorlardı. Sonrasında yaşanan güvenlik problemleri özellikle Avrupalı turist potansiyelinin büyümesine engel oldu.” şeklinde sözlerini sürdürdü. 

Kuzey Irak, Ermenistan ve Avrupa’dan turist ağırlayabilmenin gelişim açısından oldukça önem arz ettiğini belirten Demirhan, “Özellikle Kuzey Irak’tan çok fazla misafir ağırlayabilecek konumdayız. Yaz aylarında buraya yönelmeleri çok olası çünkü Van kendi bölgelerine göre oldukça serin. Ya da Ermenistan’dan fazlasıyla turist çekebiliriz çünkü bu bölge Ermeni tarihi açısından çok önemli bir değer. Ancak öncelikle tanıtım lazım.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: WanHaber: Zehra Boğatekin Akman/Fatma Öztürk