Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcilerince ağırlıklı olarak Leman Gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta yapılan Lozan Barış Konferansı'nın ardından İsviçre'nin Lozan kentinde Rumine Sarayı'nda 24 Temmuz 1923'te antlaşma imzalandı.

Bu büyük antlaşmanın üzerinden 100 yıl geçti.

Lozan'ın 100'üncü yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da bir açıklama geldi.

"Müzakere ve imza sürecinde güçlü irade ortaya koyulmuştur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadeleri kullandı:

Bugün, tarihimizin dönüm noktalarından birini teşkil eden Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümüdür. Aziz milletimizin tam bağımsızlık iradesi, Lozan Barış Antlaşması’nın müzakere ve imza sürecinde de kendini çok güçlü bir şekilde göstermiştir. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen İstiklal Harbimizi zafere ulaştıran bu irade, bugün de bize rehberlik etmekte, yolumuzu aydınlatmakta, zorluklar karşısında mücadele azmi vermektedir. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinden sonra devletimiz ile milletimizin sergilediği dayanışma, bunun en son ve somut örneğidir.


"Sahada ve masada güçlü Türkiye hedefi"
28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonumuzda da en önemli güç ve ilham kaynağımız, milletimizin kendi öz yurdunda onurlu, hür ve başı dik bir şekilde yaşama sevdasıdır. Binlerce yıllık şanlı mazisinde nice saldırıları püskürtmüş, nice engelleri aşmış, nice ihanetin üstesinden gelmiş bir milletin mensupları olarak inşallah Türkiye Yüzyılını da hep birlikte gerçeğe dönüştüreceğiz. Bölgemizde barışın, istikrarın, güvenliğin tesisi için sahada ve masada güçlü Türkiye hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

"Yeni hamlelerle ülkemizin kazanımlarını tahkim edeceğiz"
Lozan Anlaşması’yla elde ettiğimiz hakları kararlılıkla savunurken, yeni hamlelerle ülkemizin kazanımlarını tahkim edeceğiz. Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i, silah arkadaşlarını, istiklal ve istikbalimiz uğrunda hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Gazilikle müşerref olan kahramanları hürmetle anıyor, Rabbim Türkiye’yi ilelebet payidar eylesin diyorum.
Lozan Barış Antlaşması...
Lozan Barış Konferansı, 20 Kasım 1922'de başladı ve zaman zaman yapılan kesintilerle Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı güne kadar devam etti.

Konferansta, TBMM hükümetini İsmet İnönü başkanlığında Dr. Rıza Nur Bey ve Hasan Saka'dan oluşan heyet temsil etti.

Barışın kazanılması için diplomasi masasına oturan İsmet İnönü başkanlığındaki Türk heyeti, kesintilerle birlikte 8 ay süren görüşmelerin her safhasında, Türk halkının kayıtsız şartsız bağımsızlık hakkından vazgeçmedi.

143 madde, bir ön söz ve 4 bölümden oluşan Lozan Barış Antlaşması, Türk istiklal ve hakimiyetinin tanınması bakımından önem arz eden antlaşma olarak kabul edildi.

Lozan Barış Antlaşması, 23 Ağustos 1923'te TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.

Görüşmeler sonunda varılan anlaşmaya göre, Suriye sınırı 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edildi.

Irak sınırının gelecekte İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verildi.

Yunanistan sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu şekliyle kabul edilirken, Yunanistan, savaş tazminatı olarak Karaağaç'ı Türkiye'ye bıraktı.


Antlaşmayla Sovyet sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kaldı, Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulmasından vazgeçildi.

Kapitülasyonlar, Lozan Antlaşması ile kesin olarak kaldırılırken, Bozcaada ve Gökçeada Türkiye'ye bırakıldı.

İtalyanlarda kalan On İki Ada, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra İtalya'nın çekilmesiyle Yunanistan'a bırakıldı.

Antlaşma uyarınca; Türk devletinin sınırları içindeki yabancı okulların Türk kanunlarına uyması, okulların öğreniminin Türk devletince düzenlenmesi kayıt altına alındı.

Fener Rum Patrikhanesi'nin yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartıyla Türkiye'de kalması kabul edilirken, azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırıldı, tüm azınlıklar Türk vatandaşı kabul edildi.

Anlaşmayla İstanbul'daki Rumlar hariç diğer yerlerdeki Rumların Yunanistan'a, Batı Trakya hariç diğer illerdeki Türklerin Türkiye'ye gönderilmesi suretiyle iki ülke arasında nüfus mübadelesine karar verildi.

20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile de Lozan'da üzerinde en çok durulan başlıklardan "Boğazlar" konusu çözüme kavuşturuldu. ensonhaber

Editör: Mehmet Salih Giyci