Down sendromlu bireyler ve çocuklar toplumun dezavantajlı gruplarından olduğu için 21 Mart gününün seçilmesinin özel bir sebebi var. Birleşmiş Milletler, down sendromlu bireylerin 21’inci kromozomundan 3 adet olması sebebiyle, 21 Mart tarihini seçerek bu farklılığa atıfta bulunuyor.
Bu alanda faaliyetler yürüten Türkiye Down Sendromu Derneği, down sendromu olan bireylerin istihdam edilerek bağımsız bireyler olmaları için çeşitli projeler yürütüyor.
Özellikle down sendromu olan çocuklar için uzmanlar tarafından özel eğitim ve kaynaştırma eğitimi öneriliyor.
Özel eğitim öğretmeni Aydanur Avcı bu konuyla ilgili, “Down sendromluların, down sendromu dışında herhangi bir yetersizliği yoksa biz kendisini zihin yetersizliği grubunda ele alıyoruz. Zihin yetersizliği durumunda uygulanan eğitimler çocuğun seviyesine uyarlayarak uygulamaya çalışıyoruz.” dedi.
Bu konuda toplumun genel olarak yeterli seviyede bilinçli olmadığını ve alanda hala uzman eğitimci açığı olduğunu söyleyen Avcı, “Maalesef Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Van’da da özel eğitim ile ilgili hala bilinçlenmeyen insanlar var. Çok fazla ihtiyaç ve açık var.
Van’da ki özel kurumlar çok fazla verimli olamayabiliyor. Devlet okullarımız bu konuda çok daha iyi durumda. Eğitimcinin aldığı eğitim hatta özel eğitim öğretmeni olup olmayışı bu durumu etkiliyor. Bu çocuklar çoğu zaman uzman eğitici olarak nitelenen alan dışı kişilerle çalışıyor çünkü özel eğitimci çok fazla bulunmuyor.” şeklinde konuştu.
“ERKEN EĞİTİM FARK YARATIYOR”
Özel gereksinimi olan çocuklar için erken eğitimin fark yarattığını belirten Avcı, down sendromu olan çocuklarda erken okullaşmanın çok daha yaygın olduğunu söyledi.
Avcı, “Okullaşma oranı down sendromlular arasında yaygın çünkü bu durum diğer yetersizlikler gibi sonradan belli olan bir durum değil, genelde anne karnında teşhisi konulabilen bir durum. Okullaşmanın hem diğer özel gereksinimi olan çocuklara hem de down sendromu olan çocuklara ve ailelerine çok ciddi oranda faydası var. Normal gelişim gösteren bir çocuğun gelişimi okul çağına kadar anne, baba ve çevresiyle ilgilidir.
Fakat özel gereksinimi olan çocuklarda erken tanı alındıysa, erken eğitim programlarını uygulamak mümkün. Erken eğitim almaya başlayan çocukların ailelerinin yükünde yüzde 80 oranında hafiflediğini görüyoruz” dedi.
Avcı; “Ancak tüm özel gereksinimi olan çocuklar için kritik olan dönemler var. Yani çocuk eğer 1 veya 2 yaşında tanı aldıysa, eğitime derhal başlanması gerekir. Çünkü okulda günlük yaşam becerileriyle ilgili çoğu eğitim zaten veriliyor. Sıra beklemekten tutun da, izin alma, selamlaşma, tuvalet eğitimine kadar hemen her türlü beceriyi kazandırıyoruz. Bunlar kulağa basit gelse de özel çocuklu aileler için oldukça önemli. Ailenin hayat kalitesine katkısı var. Ancak bu konuda en önemli nokta kritik dönemi es geçmemek diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
“YENİ OKULLAR KURULMALI”
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Türk PDR Derneği Van temsilcisi Ferhat Men ise, “Maalesef bu yönde çocuklar yeterli desteği görmüyor. Sebebi ise bu yönde kurumların yetersizliği değil, çünkü devlet desteği sayesinde birçok rehabilitasyon merkezi var ama çocukların aldıkları hizmet kalitesi düşük. Hem yeterli düzeye sahip öğretmen kadrosuna sahip değil hem de çok zaman ayrılmıyor.
Bu alandaki devlet okulu sayısı yetersiz kaldığından devlet bünyesindeki özel eğitim okullarının arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Her kademe düzeyinde ve her ilçede bu okul olmayabiliyor. Bu yönde down sendromlular için çok problem duymasam da diğer yetersizlik alanlarına ilişkin çok sorun yaşanıyor.” dedi.