Fazlasıyla sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz.
Ucu açık bir süreç
Ne olacağı muamma
İnsanların, elini ayağını günlük yaşamdan çektiği ağır bir süreç
Esnafın kepenk kapattığı, günübirlik çalışanların eve kapandığı bir süreç.
Amaç, insanları bu beladan koruyabilmek.
Elbette ki esas olan ‘TEMEL YAŞAM HAKKI’ olmalı.
Lakin gel gör ki bir şeyler yine ters gidiyor.
Tüm çabalara rağmen, muazzam bir muamma var.
Sistem çarkları herkes için dengeli dönmüyor.
Kimi dinlesen bin ah işitiyorsun.
Öyle bir süreç ki, zenginin serzenişleri fakirin feryadını bastırıyor.
Şükür ve sabır iflas etmiş.
Bakınız sizlerle birkaç somut örnek paylaşacağım.
Kendimden başlayayım.
‘Yanımda çalışan‘ demeyeyim de ‘birlikte çalıştığımız’ üç arkadaşım vardı.
Arada bir kendilerini telefonla arar hal hatır sorarım.
Dün yine aradım.
14-15 yaşlarında bir mesai arkadaşım vardı (10-15 masalık bir okey salonu çalıştırıyorduk)..
Sözünü ettiğim çocuk, 4 kardeşler.
Kendisinden büyük bir abisi ve annesi var.
Babası cezaevinde.
Ev kira.
Sanırım annesi aylık kişi başı 20 TL çocuk parası alıyor.
Başka da gelirleri yok.
Kahvede aldığı yevmiye ile aile bütçesine katkı sunuyordu.
10 gündür dükkân kapalı.
Aradım “nasıl gidiyor ?” diye sordum.
Cevabi “Abi sabrediyoruz. Allah büyüktür. Dükkan açılsın da toparlarız ” deyip adeta beni teselli etmeye çalıştı.
Bir diğeri 40 yaşlarında iki çocuğu var.
O da “naif abi.. valla evde oturmuşum mevlam kerimdir sen kendine iyi bak “ diye cevapladı.
“İhtiyaçlarını nasıl karşılıyorsun?… coluk-çocuk ne yiyor ?” Diye soruyorum ,”abi.. cebimde 12 TL var. Sigarım bitti ama elim gitmiyor parayı sigaraya vereyim” gülüyor ve telefonu kapatıyoruz.
Diğeri 45 yaşlarında, üniversite okuyan 2 orta öğretime giden 2 öğrencisi var ve ev kirada.
“Abi… ufak tefek su satıyorum”
…………………………………………..
Kahveye takılan bir arkadaş.
“Üç tane dükkânımız vardı ikisini kapattık. Kira, faturalar, giderler… Vallahi şaşırdık”…
Bir diğer esnaf “hocam… 25 çalışanım vardı. hiçbirini işten çıkarmadım. ücretli izin verdim. dükkanın kepengini kapattım. birazdan bankaya gidip kredi çekeceğim. tabi verirlerse”
Bir müteahit belge gönderiyor” piyasaya, işçiye para vereceğim, devlet hak edişleri vermiyor. telefonlarımı açamıyorum durum vahim”
Bir öğrenci, “hem çalışıp hem okuyordum. Babamı erken yaşta kaybettim. 6 nüfuslu hanede en büyüğü benim”
Bu hikayeler bire bir tanıklık ettiğim hikayeler.
Peki ne olacak??
Bu yaralar nasıl sarılacak?
Haydi 1-2 ay olsa,bağrımıza taş basıp, ülkenin bu beladan kurtulması için sabredeceğiz amma ya daha fazla sürerse!!
Bunun telafisi mümkün mü?
Ödenmemiş faturalardan dolayı, elektrik ve doğalgaz kesilirse.
Ev sahibi, bir iki ay sonra kapıya dayanıp birikmiş kiraları birden isterse, ne olacak ha?
Ne olacak?
Bunun için mantıklı bir açıklaması olan var mı?
Bu bela bedenimize yapıştığı günden beri, hep belli bir kesimin mağduriyetine dikkat çekildi.
Hep ’65 yaş üstü ‘ denildi.
Onlar için yârdım paketleri gönderiliyor, azami hassasiyet gösteriliyor.
Lakin olması gereken de bu.
Toplumsal dayanışma bunu gerektiriyor.
Lakin bu yukarıda hikâyelerini anlattığım gizli yoksullar ordusuna kim ya da kimler dost eli uzatacak?
2011 Van depreminden bilirim.
Parası olan, hali vakti yerinde olanlar, ailelerini ve sevdiklerini alıp güvenli yerlere göç etmişlerdi yine bu yoksullar ordusu enkazlar arasında yaşamaya tutunmuşlardı.
Hatta içinde barındıkları çadırlar yanmış onlarca çocuk can vermişti…
Bugün yine tarih tekerrür mü ediyor!!!
Bunun bir açıklaması olmalı elbet.
Eyyy yöneticiler.
Eyyy muktedirler.
Eyyy sermaye çevreleri.
Ülke genelinde olduğu gibi kentimizde de kenarda kıyıda unutulmuş on binlerce seslerini duyuramayan mazlumlar var.
Eğer ki çığlıklarını dayamıyorsanız bu onların asaletindendir.
Ülke ve memleketin selamete çıkması için tevazu göstermelerindendir..
Lütfen bu çığlıklara kulaklarınızı tıkamayın.
Zaman kaybetmeden harekete geçin.
Onlara ulaşın.
Onların acılarına tercüman olun.
Aksi halde telafisi mümkün olmayan travmalar kaçınılmazdır.