“Bugün Bayram Erken Kalkın Çocuklar” Barış Manço’nun o huzur veren müziğiyle bayramı selamlamak…
Selam olsun içinde çocukluğunu kaybetmeyenlere.
Bugün güzel bir gün. Bugün bayram arifesi. Bayram deyince; çocukluğumuzda kalan o mutlu anlara dair sonsuz heyecanlarımızın zirveye ulaştığı günler geliyor bir çoğumuzun aklına şüphesiz. Geri dönüşü imkansız hatıralar…. Bizler çocukluğumuzun tadını bulamasak da örf, adet, gelenek ve göreneklerimizin ölçüsünde bu bayramları yaşamak yine de çok önemli. Hala hayattayken sevdiklerimizle bir arada olmak yıllar sonra buruk anılar olarak yad edeceğimiz günler olacak unutmayalım. Günümüz de bayramların, değil komşuların akrabaların bile birbirlerinin yüzünü unuttuğu bir koşuşturma çarkı içinde; soluklanmak için ‘manevi duygulardan’ çok tatil anlamı içeriyor oluşu çok üzücü gerçekten. Yorgun bedenler için bir fırsat resmi tatiller ve en başta da bayramlar artık. Bir çoğumuz için bayramlar; dört gözle çekilen tatil günleri oldu ne yazık ki…
Oysa eskiden, o bayramlar; ne güzel günlerdi değil mi?
Bu yazımda çocukluğuma gitmek istiyorum. Bazen oturup uzun uzun bayramları düşündüğümde çocukluğumdaki bayramların ne kadar farklı olduğunu, o zamanki bayram heyecanımdan şimdi eser kalmadığını görüyorum. Acaba diyorum o bayramlar mı eskide kaldı yoksa biz mi eskidik? Yüreğimizde o çocukluk döneminin bayram heyecanını görememek, nerede eksiğim diye düşündürüyor beni. Neydi o çocukluk dönemimizin bayramları öyle. Bayram geldi mi sevinçten ve heyecandan yerimizde duramazdık. Yeni bir elbisemiz, yeni bir ayakkabımız olacak ve bayram günü bol bol harçlık alıp şeker toplayacağız. Çocukken Bayram akşamları yatamazdık, sabahlara kadar tüm heyecanla bayramın ilk gününü beklerdik. Çünkü sabah olduğunda bayram olacak ve biz o çocuk halimizle komşularımızı gezip, şeker ve para toplayacağız. Hele yeni alınan elbiselerimizi giyecek olmamız başka bir heyecanlandırırdı bizi. Çocukken bayramlarımız çok neşeli ve heyecanlıydı. Hayat meşgalesi bizi bayram gibi bayram yapmaktan geri bırakıyor. Bırakın bizi, şehirlerimizde yaşayan çocuklarımız bile bizim çocukken yaşadığımız bayramları yaşa - ya - mıyorlar artık. Her bayram da dört gözle beklediğiniz çocuklar kapımızın zilini çalamıyorlar. Oysa çocuklarla daha bir neşeli oluyor bayram. Çocuklar bayramın anahtar objesi. Bayramı anlamlandıran çocuklar. Ramazan Bayramı deyince benim aklıma o çocukların çocuksu sevinçleri geliyor gözlerimin önüne. Ramazan Bayramını biran onlara has kılıyorum. Bu bayramda da kapımızın zilini çocuklar çalacak mı bekleyip göreceğiz. Onlar olmadan bayramımızın tadının olmadığı bir gerçek, onun için kapımıza gelen çocuklarımıza az da olsa harçlık en güzel şekerleri verelim. Onlara ufakta olsa harçlıkla sevindirelim ki bir dahaki bayrama da kapımızı çalsınlar. Çocuklarımız bayramlarımızın neşe kaynağı olmaya devam etsinler. Bizlere gelince sanırım bayramı en kötü yaşayan bizleriz. Yıllardır rutin şekilde yaşamaya çalıştığımız bayramlar artık ellerimizden kayıp gidiyor. Bayram heyecanlarımız kalmamış. Hayat meşgalesine atmışız kendimizi. Her bayram da evde yatmayı veya uzaklara tatile gitmeyi tercih ediyoruz. En yakınımızdaki bir dostun kapısını bile çalmaktan aciz hale geldik. Bayram dost ziyareti demekti bir zamanlar. Büyüklerin gönlünü almak, küçükleri sevindirmek demekti şimdi ise her şey farklılaştı. Eski bayramları ararken aslında kendimizi arasak çok daha iyi olur düşüncesindeyim. Bayram adına güzel cümleler kurmak elbette bende isterim ama eski günlerimiz de olduğu gibi (çocukluğumuzda) yaşadığımız ve özlemle beklediğimiz o güzel bayramları en azından çocuklarımıza yaşatabilmek adına bayramımızı elimizden geldiği kadar bayram gibi yaşamaya özen gösterelim. Hala güneşin tadını bulabileceğiniz, tatil beldelerinin havuzları, kıyı şeritlerindeki masmavi kumsallarının keyfi, tropikal adaların güneşi, o zamana yenilerek unutulup giden kalpten ilişkiler kadar ısıtmayacak hiç bir zaman ve hiç birimizi.
Çocukluğumuz tadına geçireceğimiz nice güzel bayramlara…
Sevgiyle kalın.