Bakan Işıkhan, Memur-Sen'in çağrısıyla 25 ülkeden 33 konfederasyon ile kurulan Uluslararası Emek Örgütü'nün 1'inci Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Memur-Sen Genel Merkezi'ndeki programda konuşan Işıkhan, 'İşçinin ücretini alın teri kurumadan verin' diyen bir inanç ile 'İnsan için sadece emeğinin karşılığı vardır' evrensel değerini benimseyen bir medeniyetin temsilcileri olduklarını belirterek, "Sosyal devletin de temel ilkelerini oluşturan bu anlayış, özellikle son 21 yıldır ülkemizde ekonomik ve sosyal kalkınma hamlelerimizin ana motivasyon kaynağı olmuştur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetlerimiz, 21 yıllık hizmet döneminde ülkemizin kronik hale gelmiş yapısal sorunlarını risk alarak, tüm imkanlarını seferber ederek çözüme kavuşturmak için büyük bir çaba sarf etmiştir.
Çözmek için adım attığı hiçbir yoldan da geri dönmemiştir. Bunun bir sonucu olarak, özellikle bölgemizde yaşanan terör, göç, iç savaşlar ve dünyada yaşanan ekonomik krizlere, salgına ve afetlere rağmen değer üretmeye, gelişmeye, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettik. Yine bu dönemde çalışma hayatında karşılaştığımız birçok sorunu birlikte çözdük. Sadece son 1 yıl içerisinde ülkemiz çalışma hayatı adına attığımız adımlar dahi, bu gelişim hızını göstermek için yeterlidir.
Bu başarıda kuşkusuz işçi, işveren ve kamu iş birliğinin payı büyüktür. Bu yolda, özellikle de çalışma hayatı anlamında en büyük paydaşlarımız, en önemli yol arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve sendikalarımız olmuştur. Bugün gerçekleştirdiğimiz birçok düzenleme, sizlerin desteği ve gayreti sayesinde bu seviyeye ulaştı. Hepiniz yapılanların, hayata geçirilenlerin en yakın şahidisiniz. Bakanlık olarak sosyal diyaloğu, paydaşlarımızla olan iş birliğini geliştirmeyi önemsiyoruz" dedi.'
REFERANS KAVRAMLARIMIZ DAİMA YAPICI OLMALI'
Memur-Sen'in kurulduğu günden bu yana, milli iradeden yana ortaya koyduğu duruşla demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük katkılar sağladığını söyleyen Işıkhan, "21 yılda, toplu sözleşmeler dahil memurlarımızın sendikal haklarının, çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik çok önemli adımlar attık. Bunlardan en önemlisi, şüphesiz kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları için toplu sözleşme imkanı sunan 2010 anayasa referandumudur. Biliyorsunuz; yakın bir zamanda da 7'nci Dönem Toplu Sözleşmemizi imzaladık.
Bu süreci de yine memur sendikalarımızın katkılarıyla, başarıyla gerçekleştirdik. En önemli sosyal paydaşlarımız olan sendikalarımız her zaman demokrasimizin ve çalışma hayatımızın güvencesi olmuşlardır. Bugün adaleti tesis etme iddiası taşıyan uluslararası kuruluşların bir bebeğin canını dahi koruyamadığı bir dünyada; din, dil, ırk ayrımı olmaksızın tüm vicdanlı halkların bir araya gelebildiği bir dönemi tecrübe ediyoruz.
Değişen ve dönüşen çağ ile birlik ve beraberlik kriterlerinin de değiştiği, mevcut paradigmaların, dünyada hemen her alanda baş göstermekte olan; haksızlığın, adaletsizliğin ve zulmün acı yükünü taşıyamadığı, inkar edilemez bir gerçek olarak karşımızda durmakta.
Bu şartlar altında küresel birlik ve beraberliğin herkes için çok daha büyük anlamlar ifade ettiğini özellikle belirtmek isterim. Bugün bu atmosferde, 25 ülke ve 33 konfederasyonu etrafında buluşturan; alın teri, emek ve hak kavramlarının, insanlığın geleceği adına çok önemli ve kıymetli buluyorum. İşimiz ne olursa olsun referans kavramlarımız yıkıcı değil; her daim yapıcı olmalı. Çünkü ancak o zaman gerçek anlamda küresel bir mücadelenin parçası olabiliriz" diye konuştu.