AZERBAYCAN YALNIZ BIRAKILMAMALI

Abone Ol

Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin, özellikle Ermeniler konusunda gerginleştiği günleri çok yaşadık. Amerika ve Batı ülkelerinin baskısı ile Ermenistan ile sıcak ilişkilere girmeye çalışan Türkiye’nin bu tavrı, çoğu zaman kardeş ülke Azerbaycan yönetimi ve kamuoyu tarafından da tepki ile karşılanmıştı. Şimdilerde ise bu puslu havanın tamamen dağılmakta olduğunu görüyoruz, bundan da sevinç duyduğumuzu belirtelim.

Azerbaycan, 14 Ekim 2012 tarihinde Bağımsızlığını 21.yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladı. Kardeşlerimizin bu bağımsızlık gününün buruk kutlandığını ifade edelim. Çünkü Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si Ermeni işgali altında bulunuyor. Bugüne kadar yapılan girişimler ve çalışmalara rağmen Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekilmiyor. Yeni yerleşim birimleri kurmaya bile adım atıyor. Var olan varlıkları da birer birer ortadan kaldırıyor. Bunun yanında da sürekli sorun üretiyor. Türkiye’nin çabalarının da yetersiz kaldığını vurgulayalım.

Şurası açık ve gerçektir:

Ermenistan, Rusya’nın, Amerika’nın ve Batı’nın desteğini almaktadır. Adı geçen ülkeler, stratejik ve siyasi açıdan bunun böyle olmasını istiyor. Kendileri ile görüştüğümüz stratejistler “Rusya istemediği süre içinde bu sorun kolay çözülmez” diyorlar. Kilit nokta olarak da Rusya’yı adres gösteriyorlar. Zaten, Ermeniler, Yukarı Karabağ Bölgesini, Rusya’nın desteği ile ele geçirip işgal etmişlerdi. Bugün, ortada bir Ermeni şımarıklılığı varsa, bunun arkasında Rusya, Amerika ve Batı ülkelerinin desteğinin var olduğunu unutmamak gerekiyor.

Peki, ne olacak? İşgal altında tutulan topraklar Ermenilere mi kalacak? Bu işe çözüm bulunmayacak mı? BM Güvenlik Konseyi, ne işe yarıyor? Bugüne kadar niye bu topraklar gerçek sahiplerine verilmedi? Niye işgalci Ermeniler cezalandırılmadı? Böyle bir işgali bir başka ülke yapmış olsaydı, o ülkeyi ambargo altında inletip, yok edenler, söz konusu Türk toprakları olunca sesleri çıkmıyor. İşte bizim “çifte Standard” dediğimiz budur.

Şimdi dikkat:

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, geçenlerde Bakü’de toplanan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 12.yıldönümünde çok anlamlı bir konuşma yaptı. Aliyev, kendi toprak bütünlüklerini koruyabilecek konuma geldiklerinin altını çizdiği konuşmasında bakınız neler söyledi, kendisini dinleyelim:

“ Ermenistan- Azerbaycan Dağlık Karabağ sorunu ile ilgili ECO üyesi ülkelerin tutumunu olumlu buluyoruz. Bu tutum, bugün ele alınacak belgelerde yer almaktadır. Bilindiği üzere Ermenistan, Azerbaycan’a yönelik saldırı yaparak Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü ihlal etti. Saldırı sonucu topraklarımızın yüzde 20’si işgal edildi. 1 milyona yakın Azerbaycanlı kendi topraklarından göç ettirildi. Ermenistan, Azerbaycanlılara yönelik etnik temizlik politikası yürüttü. 1992 yılında Ermeniler Hocalı’da soykırım yaptılar. Aralarında kadınların, çocukların ve yaşlıların da bulunduğu yüzlerce masum insan katledildi. Dünya’da artık üç ülke Hocalı Soykırımını tanıdı. Bunlardan biri bizim kardeşimiz ECO üyesi Pakistan’dır. Bu arada Pakistan halkına ve onun yönetimine teşekkür ediyorum. Karabağ sorununun çözülmesiyle ilgili görüşmelerde Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü müzakere konusu değil ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Sorunun çözülmesine yönelik BM Güvenlik Konseyi 4 kararı kabul etti. Bu kararlarda Ermeni işgalci birliklerinin kayıtsız şartsız işgal altındaki topraklardan çekilmesi talep ediliyor. Maalesef bu kararlarda yer alan talepler yerine getirilmiyor. Ben, Azerbaycan’ın kendi toprak bütünlüğünü sağlayacağını ve mültecilerin ve zorunlu göçmenlerin kendi topraklarına döneceklerine inanıyorum. “

Sorun, siyasi yönden ele alınıp çözülmediği takdirde, Azerbaycan’ın bu işi silahla çözeceği görülüyor. Giderek güçlenen Azerbaycan ordusunun ana hedeflerinden birinin de işgal altındaki toprakların Ermeni işgalinden kurtarılması olduğunu söyleyebiliriz. Sorunun silahlı çözüm noktasına gelmemesi gerekiyor. Belki de dış güçler bunun bu şekilde çözülmesini istiyordur.

Azerbaycan kamuoyuna baktığımızda da bir sabırsızlığın var olduğunu görüyoruz. Azeri halkı, ne pahasına olursun işgal altındaki toprakların kurtarılması gerektiğini düşünüyor. Azerbaycan’daki sivil toplum örgütleri, medya bu konuyu hemen her gün gündemde tutuyor. Bu görüşlerin de çeşitli yollardan yansıtıldığını da izlemekteyiz. Zaten Cumhurbaşkanı Aliyev de yaptığı açıklamada bir noktada Azerbaycanlıların isteklerine bir noktada tercümanlık yapmıştır.

Bugüne kadar Türkiye, bu konuda etkin rol oynayamadı. Bundan sonra da oynayabileceğini düşünmüyoruz. “Bölgesel güç “olma iddiaları Suriye politikaları ile çöken Türkiye’nin, Ermenistan ile olan ilişkilerini de bilindiği gibi Amerika ve Batı ülkeleri yönlendiriyor. Neredeyse Ermenistan’ı ödüllendirmeye varan adımlar bile atmaya kalktık. Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ı ayaklarına kırmızı halılar sererek kucakladık. Aramızdaki sınırı bile açmaya kalkıştık. Bundan sonraki politikalarımız nasıl şekillenecek bunu da geçen süre içinde bekleyip hep birlikte göreceğiz.