Hava sıcaklığının önceki yıllarda mevsim normallerin üzerinde seyretmesi nedeniyle Van Gölü ile çevresindeki baraj, akarsu ve göletlerin seviyesinde büyük bir düşüş yaşandı, bazı su kaynakları kurudu.
Kuraklığın etkilerinin hissedildiği havzada, bu kış ve ilkbaharda gerçekleşen yağışlar, su kaynaklarının yanı sıra yaban hayatının da canlanmasına umut oldu.
Geçen yıl kuruma noktasına gelen birçok akarsu ve Van'ın Muradiye ilçesindeki Bendimahi Çayı'nda su seviyesi son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. Havzada yağışlar sayesinde tabiatın canlanması ve sulak alanların genişlemesi, yaban hayatı ve kuş popülasyonunun artmasına yönelik beklentileri de yükseltti.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü Havzası'nın sulak alan yönünden Türkiye'nin zengin bölgelerinden olduğunu söyledi.
Sulak alanların tabiatın üreme yerleri olduğunu ifade eden Aslan, "Sulak alanlar, yaban hayatında tür ve sayı bakımından da zengin bir popülasyona sahip. Yaban hayvanları sulak alanlarla birleştiğinde bölgemizin yaban hayatı yönünden en zengin alanlarını oluşturuyor. Son yıllarda küresel ısınmaya, iklim baskısına ve kuraklığa bağlı olarak sulak alanların bir kısmı da yok olmaya yüz tuttu." dedi.
Bölgenin bu yıl çok fazla yağış aldığına dikkati çeken Aslan, şunları kaydetti:
"Kaybolan veya kaybolmaya yüz tutmuş sulak alanlar, tekrar kendine geldi ve canlandı. Bendimahi Köprüsü'nün yanındaki sulak alanlarda yaklaşık 20 yıl önce bu manzarayı görebiliyorduk. Sulak alanların artması, suyun bol olması vesilesiyle yaban hayatı çeşitliliği bu yıl çok fazla olacak. Bundan 20 yıl önce gördüğümüz pelikan, balıkçıl ve daha bir çok türdeki hayvanı göreceğiz. Her zaman doğanın kendine geleceğini, verdiğini geri alacağını düşünenlerdenim. Kuruyan veya yok olan sulak alanların işgal edilmemesi gerektiğini aynı yerinde durması gerektiğini savunuyorum."
"Kuraklık yaşanmasa bir çok kuş türünü görmeyi bekliyoruz"
Yaban hayatını daha çok korumaları gerektiğini vurgulayan Aslan, "Yaban hayatı çeşitliliğini korursak doğal mirasımızı gelecek nesillere aktarmış olacağız. Çok nadir gördüğümüz yakalı toy kuşlarını, telli turna, allı turnaların burada ürediğini göreceğiz. Daha önce burada görmediğimiz yırtıcıları, memelileri, ayıları, çakalları, kurtları, dağ keçilerini görebilir durumda olacağız. 200 kuş türü olan bölgelerde artık kuş bulmak imkansızdı ama geldiğimiz noktada doğa tekrar canlandı. Sulak alanlar kendine geliyor. Kuraklık yaşanmasa bir çok kuş türünü artık Karasu sazlığında, Erciş'te, Erçek'te ve Akgöl'de görmeyi bekliyoruz." diye konuştu.