EKONOMİ

Altın ve gümüş yılın 8 ayında "parladı"

Altın ve gümüşün ons fiyatı yılın 8 ayında yüzde 20'den fazla değer kazanarak emtia piyasasında en fazla kazandıran ürünler arasında yer aldı.

Abone Ol

Emtia piyasasında yılın 8 ayında sert dalgalanmaların hakim olduğu karışık bir seyir izlendi.

ABD seçimlerine ilişkin belirsizlikler, Çin ekonomisine yönelik endişeler ve iyileşen hava koşulları nedeniyle azalan arz endişeleri emtia piyasasında olumsuz etkiye sahip oldu.

Diğer taraftan ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimine gidebileceğine yönelik beklentilerden kaynaklanan olumlu fiyatlamalar, ABD'nin yaptırım kararları ve Çin'in ekonomisini güçlendirmek için attığı adımlar, ABD'nin Çin'e yönelik yaptırım kararlarına misilleme gelebileceğine ilişkin öngörüler emtia piyasasında yükselişlere neden oldu.

Ocak-ağustos döneminde altın ve gümüş emtia piyasasında en fazla kazandıran ürünler arasında yer aldı. Bu dönemde, altın ve gümüşün ons fiyatı yüzde 21,3 artış kaydetti.

Aralık ayını 2 bin 63 dolarla tamamlayan altının ons fiyatı ağustosta 2 bin 503,4 dolara yükseldi. Altının onsu ayrıca yıl genelinde de 2 bin 531,6 dolarla rekor seviyeyi gördü.

Geçen yılı 23,8 dolarla tamamlayan gümüşün ons fiyatı ağustosu 28,9 dolardan tamamladı. Gümüşün ons fiyatı da yıl genelinde 32,5 dolarla Aralık 2012'den bu yana en yüksek seviyeyi test etti.

Merkez bankalarının altın talebi de öne çıktı

Altın fiyatları, Orta Doğu'daki gerginlikten dolayı yatırımcıların "güvenli limana" yönelmesi nedeniyle yükseldi. Merkez bankalarının devam eden altın alımları da altının ons fiyatını destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıktı.

Dünya Altın Konseyi raporuna göre, merkez bankalarının altın alımları yılın ilk yarısında 483 ton ile rekor seviyeye çıktı. Merkez bankalarının altın alımları, temmuz ayında ise bir önceki aya göre iki katın üzerine çıkarak 37 tona yükseldi.

Fed'in bu ay faiz oranlarını düşürebileceğine dair beklentilerin artması da altının ons fiyatını olumlu etkileyen en önemli faktörler arasında yer aldı.

Analistler, jeopolitik ve ekonomik belirsizliğe karşı korunmak için Çin başta olmak üzere Asya'da altına talebin arttığını dile getirdi. Bölgede, gayrimenkul ve hisse senedi gibi diğer yatırım seçeneklerine güvenin azalması da altının tercih edilmesine yol açtı.

Çinli hane halklarının artan fiziki talebi de altın fiyatlarını destekledi.

Altın güvenli liman olmaya devam ediyor

Analistler, değerli metallerde özellikle altında güvenli liman özelliğinin öne çıktığını, altın fiyatlarının gücünü korumasında jeopolitik risklerin payının büyük olduğunu söyledi.

Özellikle ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna dair makroekonomik veriler, gümüş fiyatlarının yükselmesini sağladı.

Küresel çapta madenlerde gümüş üretiminin yavaşlaması ve endüstriyel alanda talebin artmasıyla bu ürünün fiyatı yükseldi.

Madenlerdeki üretim hızının düşmesi ve güçlü endüstriyel talep, arzın talebin gerisinde kaldığını gösterirken, bu da gümüş piyasasında açığa neden olacağı endişelerine yol açtı.

Gümüş endüstriyel alanda genellikle otomobil, güneş paneli, mücevher ve elektronik imalatında kullanılıyor. Analistler Çin'in, büyük miktarlarda üretmeye devam ettiği güneş panellerinde önemli bir malzeme olan gümüşün ithalatını artırabileceğine işaret etti.

Japonya Merkez Bankasının (BoJ) eski Yönetim Kurulu Üyesi Makoto Sakurai'nin geçen ay BoJ'un tekrar faizleri artırmayacağına yönelik açıklamaları da değerli metalleri olumlu etkiledi.

Gerileyen tahvil faizleri de değerli metaller için destekleyici oldu. Jeopolitik riskler ve resesyon endişelerinin artmasıyla yıl genelinde 92 seviyelerini gören altın/gümüş rasyosu ekonomik aktiviteye yönelik endişelerin azalması ve ekonomilerin toparlanma yoluna girmesiyle 88 seviyelerine geriledi.

Analistler, küresel ekonomik toparlanmanın daha fazla hızlanması durumunda altın/gümüş rasyosunun 75 seviyelerine gerileyebileceğini kaydetti.

"ABD başkanlık seçimlerine ilişkin belirsizlikler altın ve gümüşün fiyatını destekliyor"

Saxo Capital Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Rusya, Ukrayna ve Orta Doğu ile ilgili jeopolitik riskler ve özellikle kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerine ilişkin belirsizliklerin altın ve gümüşün fiyatını desteklediğini belirtti.

Çin'deki zorlu ekonomik koşullar ve emlak sektöründeki sıkıntılara karşı yatırımcıların nakitlerini daha korunaklı bir alana yatırmasıyla bu ülkeden gelen talebin de altın ve gümüşte sert yükselişe neden olduğunu ifade eden Hansen, "Jeopolitik belirsizlik ve dolarizasyonun azalması ortamında merkez bankalarının talebi devam ediyor ve en önemlisi de altın, diğer varlıkların sağlayamayacağı düzeyde güvenlik ve istikrar sunabiliyor." değerlendirmesini yaptı.

Hansen, ayrıca tarihsel olarak altının iyi performans gösterdiği bir dönemde, ABD'de faiz indirimi döngüsünün başlamasının olumlu etkisinin giderek daha fazla görüldüğünü sözlerine ekledi.