Van'da her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Akdamar Adası, Van Valiliği öncülüğünde başlatılan çevre düzenlemesi ve aydınlatma çalışmalarıyla yeni imajına kavuşacak. Van için tarihi öneme sahip olan Akdamar Adası, başlatılan yürüyüş yolu, aydınlatma, güneş panellerinin yenilenmesi, paket arıtma tesisinin kurulması ve çevre düzenlemesi çalışmaları aralıksız bir şekilde devam ediyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Van Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından başlatılan çalışmalar kapsamında çevre düzenlemesi, yürüyüş yollarının yapılması, güneş panellerinin yenilenmesi, ışıklandırmanın yenilenmesi ve paket arıtma tesisinin güçlendirilmesi için çalışmalar sürüyor.

Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yıllarında üzerine inşa edilen kiliseyle inanç turizminin de önemli merkezlerinden olan Akdamar Adası, yenileme çalışmalarıyla yeni imajına kavuşmuş olacak. Vali Yardımcısı ve YİKOB Başkanı Furkan Duman, bu kapsamda beraberindeki heyet ile birlikte Akdamar Adası çevre düzenlemesi ve aydınlatma çalışmalarını yerinde inceleyerek çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı.

Gelecek yıl yeni imajıyla ziyaretçilerini ağırlayacak olan Akdamar Adası'nda başlatılan çalışma kapsamında çevre aydınlatmaları, kilise ve sur civarındaki aydınlatmalar ve kamera sistemleri tamamen yenilenecek. Paket arıtma sistemi revize edilerek güçlendirilirken, adanın elektrik ihtiyacının karşılandığı güneş enerji panellerinin kapasitesi de beş katına çıkarılacak. Yürüyüş yolları, ahşap korkuluklar, iki iskelenin tabanlarında düzenleme ve güçlendirme çalışmaları yapılırken, ziyaretçilerin kullandığı kafeterya ve tuvaletler de yeniden tadilat edilecek. Akdamar Adası'nda başlatılan kapsamlı çalışmaların yılsonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.

AKDAMAR ADASI

Gevaş İlçesi'nin sınırları dahilindeki Akdamar Adası'nda yer almaktadır. Adanın güneydoğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamaton 1763 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise, tarihi bilinmemektedir.

İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür. 2007 yılında geçirmiş olduğu restorasyon sonucunda Anıt Müze olarak hizmete girmiştir. Kilise, mimarisi yanında dış cephelerindeki figürlü taş plastiği ile dikkat çekmektedir. Plan bakımından merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç plana sahiptir. Orta mekan yüksek kasnaklı, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür.

Kubbenin yüksek tutulması kilisedeki dikey etkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Kiliseye batı ve güneyden birer kapı vasıtasıyla girilmektedir. Kilisenin çevresi daha sonraki dönemlerde ilave edilen yapılarla kuşatılmıştır. Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengindir. Bunun yanında İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunmaktadır. Yunus Peygamber'in denize atılması, Hz. Meryem ve kucağında İsa, Adem ile Havva'nın Cennet'ten kovulması, Hz. Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ateşte üç ibrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bunların başlıcalarıdır.

Batı cephede Kral Gagik'i kilise maketini sunarken gösteren bir sahne yer almaktadır. Dört yönden kalınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiştir. Bunlardan başka cephenin alt ve üst kesimlerinde, asma sarmaşığından oluşan kuşaklar dolanmaktadır.

Bu kuşakların içlerinde çeşitli dünyevi sahneler işlenmiştir. Av sahneleri, çeşitli hayvanlar, güreşçiler ve sarayla ilgili bir çok sahneye yer verilmiştir. Ayrıca doğu cephenin tam ortasında asma sarmaşığı bordürünün içerisinde Abbasi Halifesi Muktedir başı haleli, bağdaş kurmuş vaziyette bir elinde kadeh, diğer elinde üzüm tutar vaziyette, tasvir edilmiştir. Dini ve dünyevi sahnelerden başka, hayvan figürleri yönünden de bir çeşitlilik göze çarpmaktadır. Aralarda serbest biçimde, asma sarmaşıkları içerisinde ve çatıların alt kesimlerinde bu zengin hayvan figürlerini görmek mümkündür. Manastır topluluğunun tarihi IX. yüzyıla kadar inmektedir.

Daha sonra 1462'de yenilenen kilise, 1703'teki depremde zarar gördüğünden 1712-1720 tarihleri arasında tekrar onarım geçirmiştir. Kilise, doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Ortadaki merkezi kubbe, batıdan iki serbest ayak ve doğudan apsis duvarına dayanan dört yöndeki kemerlerle taşınmaktadır. Doğudaki apsis beş köşeli olup, iki yanında hücreler bulunmaktadır. Batı taraftaki haç kolunu örten kubbe ise, kaburgalı olarak düzenlenmiştir. Merkezi kubbe dışa yüksek kasnaklı piramidal bir külah şeklinde yansımıştır.

Batı ve kuzey cepheye açılmış iki kapı vasıtasıyla giriş sağlanmaktadır. Bunlardan batıdaki portal şeklinde bir düzenleme göstermektedir. Kesme taş malzeme kilisenin tamamında kullanılmıştır. Batı tarafına eklenen jamaton ise, kare planlı ve dokuz bölümlü olarak düzenlenmiştir. Bölümlerin üzeri aynalı çapraz tonozlarla örtülmüştür.

Batı cephesindeki dışa taşıntılı girişin üzeri çan kulesi olarak tertip edilmiştir. Alttaki kapı mukarnas kavsaralarıdır. Bu kısımda da yer yer iki renkli düzgün kesme taş malzeme görülmektedir. Kilisenin içerisinde günümüzde büyük ölçüde bozulmuş olan freskler süslemektedir. Bu fresklerde genel olarak Hz. İsa ile ilgili konular işlenmiştir. Düzgün kesme taş malzemeyle inşa edilen yapıda, dış cepheleri süsleyen mimari plastik, kiliseye etkin bir görünüm kazandırmaktadır. Abbasi yoluyla Orta Asya Türk sanatı etkilerini de üzerinde barındırması önemini artırmaktadır.

Kaynak:van bölge gazetesi