Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkan, Beştepe'deki Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreninde konuşuyor.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
"Bu yıl bilim ödülümüzü geniş bir sahada çalışmalar yapan Prof. Dr. Süleyman Uludağ'a veriyoruz. Hocamızı ödülü için tebrik ediyorum.
Kültür ödülümüzü Prof. Dr. Ali Birinci Hocamıza takdim ediyorum.
Müzik ödülümüzün sahibi de Emel Sayın Hanımefendi'dir. Resim ödülümüzün sahibi de Sayın İlhami Atalay'dır. Karikatür ödülünü de Hasan Aycın'a takdim ediyoruz.
Sinema ödülümüzü 50 yılından beri yapımcılıktan yönetmenliğe iz bırakan Sami Şekeroğlu'na veriyoruz.
Kültür sanat dünyamıza hizmetleri her geçen yıl daha iyi anlaşılmaktadır. Kendisini tebrik ediyoruz
Dijital sanat ödülümüzü medya sanatçısı olan Refik Anadol'a takdim ediyoruz. Kendisi bilgisayar teknolojisi kullanarak çalışmalarını akademik çalışması ile destekleyerek dünya çapında eserlere imza atıyor. Dijital sanat ödülü için tebrik ediyorum
Mimari ödülümüzü Sinan Genim'e veriyoruz. Ülkemizin en önemli tarihi kültürel markası olan İstanbul'a olan aşkını projeleri ile restorasyon çalışmaları ile ortaya koymuş isimdir.
Edebiyat ödülümüzü onlarca eseri ile geçmişten bugüne köprüler kuran Nazan Bekiroğlu'na takdim ediyoruz. Nazan hanım öğretmenlikten akademisyenliğe yolcuğu boyunca günümüz yazarları arasında seçkin bir yere sahiptir.
Bu yılki vefa ödüllerimizi 5 ayrı isim adına temsilcilerine veriyoruz. Edebiyatta Atilla İlhan, müzikte Barış Manço, tiyatroda Muhsin Ertuğrul. Bu değerlerimizi rahmetle yad ediyorum.
Biz değişimle asırlık değerleri yaşatmanın mümkün olduğunu göstermeye çalıştık. Teknolojiye, kültüre ve sanata şartların el verdiği en büyük yatırımları yapıyoruz.
Fikrine, zikrine, meşrebine bakmaksızın, kendini kültür ve sanatın hangi alanında olursa olsun ifade etmek isteyen herkesin önünü açtık."
Kültür, sanat ve akademi dünyasını tek tipleştiren ideolojik kabileler gerçeğiyle bir an önce yüzleşmeliyiz.
İŞGALCİ İSRAİL'İN GAZZE'DEKİ KATLİAMLARI
Herkes orada neler yaşandığını biliyor. Dünyanın anlı şanlı onca devlet yönetiminin İsrail'in katliam ve hırsızlık üzerine kurulu saldırıları karşısında eli kolu bağlı durması, insanlık adına utanç verici bir durumdur.
Biz, yargılamanın tarihe bırakılmadan hemen yapılması gerektiğine inanıyoruz. Girişimlerimiz daha büyük destek buluyor. İnşallah 2024, zalimlerin hak ettiği cezaları göreceği, mazlumların yaralarının sarılacağı bir yol olacaktır diye inanıyorum."