DEHB ( Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) çocukluk döneminin en sık görülen, üzerinde en çok konuşulan, tartışılan, fikir yürütülen psikiyatrik bozukluklardandır. Öncelikle DEHB’yi çok sevdiğimi belirtmek isterim. DEHB tedavi edilirse aslında hiç kötü bir rahatsızlık değil. Hatta bence avantaj. Birçok yaratıcı, çalışkan, enerjik ünlünün de DEHB tanısı aldığını duymuşsunuzdur.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu genetik özellikler ve çevresel biyolojik faktörlerin etkileşimi sonucu oluşur. DEHB beynin ön(frontal) bölgesinin yetmezliği ile ilişkilidir. Bu yüzden bu çocukların kapasitesinin altında başarı gösterme, sürekli kıpır kıpır olma, aceleci olma, dağınıklık, görevleri sonraya erteleme, dalgınlık, unutkanlık, çok konuşma gibi özellikler göstermesi son derece doğaldır.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu en sık okul çağında görünür. Daha sonra sıklık düşer. Bozukluk erkeklerde kızlardan daha sıktır. Aşırı hareketlilik yaş ile azalır, dikkat eksikliği ise azalmaz.
Aileler ve ve öğretmenler dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu bu cümlelerle tanımlarlar;
- Dalgın, plansız, dağınık, unutkan, hep erteler, bir konudan diğerine atlar, son dakikaya bırakır, maymun iştahlı.
- Aslında çok zeki ama kendini derse vermiyor.
- Bazen en zor soruları yapıyor, en kolay soruları yapamıyor.
- Yazı yazmayı sevmiyor.
- Sürekli hadi demekten yorulduk.
- Kalemini alırken silgisini düşürüyor, silgisini alırken kalemini düşürüyor.
- Bazen kulağının duymadığını düşünüyoruz. Sesleniyoruz cevap vermiyor. Başka alemde sanki…
- Canının istediği bir şeye aşırı odaklanabiliyor ya da oyuna dalabiliyor.
- Hep ilgi üstünde olsun istiyor.
- O kadar çok tutturuyor ki dayanamayıp sonunda dediğini yaptırtıyor.
- Aceleden soruları yarım yamalak okuyor.
- Eli dursa ayağı durmuyor ayağı dursa eli durmuyor.
- Susmak nedir bilmiyor.
gibi tanımlamalar ile çocuklarını anlatırlar. Bu gibi tanımlamalar yapan ailelere birkaç önerim var:
-DEHB’ yi iyi tanıyın.
-Çocuğunuzun rahatsızlığını kabul edin ve yaptığı şeylerin asla elinde olmadan yaptığını unutmayın.
- Cezadan çok ödül kullanın, olumlu bir davranışa yönelik ödül verin.
- Özgüvenlerini destekleyecek (spor, müzik, dans, resim gibi) etkinliklere yönlendirin ve devam etmelerini sağlayın.
- Çocuğunuzu sürekli uyarmayın, uyarı sayınızı azaltın.
- Nasihat etmeyi bırakın.
- Ders başarısının artmasını istiyorsanız bir abinin veya ablanın kontrolünde destekleyin.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu ilaçsız yönetmenin 6 yolu:
- Organize olun.
Öncelikle temiz dağınık olmayan bir çalışma ortamı yaratın. Sonrasında tüm çalışma materyallerinizin görünürde ve kolayca ulaşabileceğiniz bir yerde olduğundan emin olun. İstikrarlı düzen kurmaya çalışın, mesela çalışma materyallerinizi, anahtarlarınızı, telefonunuzu ve cüzdanınızı her zaman aynı yere koyun.
- Planlı olun.
Kendinize bir çalışma programı hazırlayın ve onu uygulayın. Aklınızda ki bazı işler umduğunuzdan fazla vakit alabilir, o yüzden her birine ekstra zaman ekleyin.
- Öncelik sırasına karar verin.
Önemliliği fazla olan görevler ile başlayın. Zor olanları önce yapın daha sonraya ertelemek yerine
- Daha akıllı çalışın.
İşe dikkatinizi dağıtacak tüm şeyleri azaltmak ile başlayın. Bilgisayarınızda, telefonunuzda, tabletinizde gerekli olmayan bütün uygulamaları ve sekmeleri kapatın. Birçok işi bir anda yürütmekten kaçının. Mesela aklınızda mesajlarınızı kontrol etme düşüncesi varsa bunu dikkat sürenizin sonunda yapın. Dikkat süreniz 15 dakika ise (maksimum odaklanma süreniz ) bu sürenin sonunda mesajlarınızı kontrol edebilirisiniz. 15 dakika sonunda dikkatinizi tekrar toparlamaya faydalı olacaktır.
- Ertelemeye karşı olun.
İlgili ve motive olmayı istemeyi beklemek yerine harekete geçin. Harekete geçince aslında motivasyonunuz da artacaktır. Geciktirmenizi tetikleyen, sıklıkla göreve aykırı düşen, karışan düşüncelerinizdir. Düşüncelerinize dikkat edin ve düşünce hatalarınızı bularak üzerine çalışın.
- Egzersiz yapın.
Düzenli egzersizin olağanüstü faydalarının olduğu araştırmalarca kanıtlandı. Egzersiz bilişsel yetenekleri ve odaklanmayı arttırır. Araştırmalara göre beyindeki dopamin seviyesini arttıran medikal ilaçların daha doğal bir karşılığı var. Egzersiz. Egzersiz yapma, nörotransmiter salınımını arttırıyor, kan akışını hızlandırıyor, bu da odaklanmayı, konsantrasyonu ve daha iyi karar vermeyi sağlıyor. Dışarda zaman geçirmek çoğu çocuk üzerinde genel hiperaktif semptomları ortadan kaldıran sakinleştirici etki yapıyor.
Bu 6 metodu ısrarlı bir şekilde uyguladığınızda alışkanlık kazandığınızda konsantrasyonunuzun arttığını, dikkatinizin daha az dağıldığını ve yüksek bir performans gösterdiğinizi fark edecek, daha az hayal kırıklığı yaşayarak sizi daha da tatmin eden işlere imza atacaksınız.
Hepinize sağlıklı mutlu ve bol motivasyonlu günler diliyorum…